Ana içeriğe atla

Galiba batıyoruz.

"illa ki zamanı gelir, sen sabretmesini bil."

Neyin ne zaman olacağını kestiremezsiniz. Geleceği göremez ve hakkında sadece temennide bulunabilirsiniz. İyi temenniler veyahut karamsar çukurlar. Her şey beynimizde olup biterken izleyici kalmak...

Benim için özetlenebilecek tek şey, doğru zamanın ve doğru anın yaşanmasını beklemek olacaktır. Önümde belki de bu şansı yakalamak için zaman kalmamış da olabilir. Yarını ve ötesini düşünerek yaşamak zorunda kaldım. Bu hayatın belki oyunu, belki de hak ettiğim bir mevzuydu. Ama yarınlar ve daha sonrası artık muallak bir olay.

Eğer yırtarsam bu durumdan, evet o ufacık delikten kafamı çıkartıp kendimi atarsam dışarı. Doğru zamanın da, doğru anın da yakınımda olduğunu biliyorum. 1 ay önceki hayat duruşumla, şu anki şu saniyeler içindeki tavrımı uzaktan yakından birleştiremezsiniz. Evet bir batış var, gemi de su alıyor. Henüz sipariş ettiğim kova da gelmedi ama umut varsa illa ki devamı vardır.

Bir beden olarak, bir ruh olarak hayatımın aşkını bulmaktan endişe etmiyorum. Hayatımı değiştirecek kişiyi bulamamaktan endişe ediyorum. Yepyeni insanlar tanırken bazı durumları göz ardı ediyorsunuz. Yaklaşımlarınız ve bakış açılarınız, gerektiği gibi olamıyor. Ben bundan muzdarip olmasam da dünya üzerinde binlerce canlı saniyeler önceki hareketlerini sorguluyor. Bir seçim değildi durumum, can sıkıntısıyla yapılmış birşey değildi. Hayatımın en önemli anında yalnız kaldım.

Yalnızlığı önemsizleştiren, günlük hayattaki basit cümlelere sığdıran herkese inat ben yalnızım.

kum saati ters çevrildi
benim için evrildi
ihtimallerde yaşadığımız anlar gibi
bende belki de sona yaklaşıyorum
uzaklaşmayı yeğlerim
tüm aksilikler yerine
güzel günleri de beklerim



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...

oturmaktan sıkılmadım

merhaba arkadaşlar ben yıllarca atölyede çalıştığı yerde artık masa başı çalışan genç.  nasılsınız bakalım. valla ben gayet iyiyim. bu yazıyı yazarken de mesai saatleri içindeyim. siz düşünün. her yaz olduğu gibi aynı yere geldim çalışmaya ve inanılmaz şeylere tanık oluyorum. ilk gün yalova'ya koca koca direkleri indirmeye gönderdiklerinde , bu senenin de amelelik dolu olacağını düşünürken, kendimi aniden teklifleri,siparişleri vb. işleri incelerken bilgisayar başında buldum. post modern anlayışa göre evrak işlerini yapıyorum. ne kadar mutlu olduğumu tartışmaya açık bırakmakla birlikte. böyle bir yerde bu kadar yükselmeyi beklemiyordum. yaşasın cv doldu. onun dışında chp'nin adalet yürüyüşüne şahit oldum dükkanda dururken ve eve gittiğimde daha da şaşırdım. adamlar kampı, türkiye'nin en yobaz en dindar mahallelerinden birisi olan benim mahalleye kurmuşlar. mahalle bir gecede evrim geçirdi herkes laikleşti diyebilirim. ancak terk ettiklerinde yine eski düzene geri dön...