Ana içeriğe atla

2018 eurovision şarkı yarışması değerlendirmem

merhaba arkadaşlar yine çok umurunuzda olan bir değerlendirmemle karşınızdayım..

çok sevdiğim eurovision bu sene de geldi ve geçti...

aslında bu sene çok belliydi kimin kazanacağı, o yüzden pek şaşırdığımız bir sonuç olmadı.

yine de bir çok olayda keyif aldığımı söylemeliyim...

öncelikle kazanan şarkı ile başlayalım..

israil adına yarışmaya katılan netta, zaten şarkı yayınladığı ilk gün favori olmuştu. her ne kadar şahsi olarak beğenmesem de, bakınız eurovision'un youtube kanalında şarkı yarışma gelip çattığı zaman tam 18 milyon kere izlenmişti. en yakın rakibinde bu sayı sadece 1.5 milyondu.. hal böyle olunca şarkının popülerliği ve kazanabilitesi çok açık aslında..


canlı performansı, şarkının orjinali gibi değildi haliyle... ancak gerek netta'nin fazla kilolarına rağmen cesur davranması.. şahne şovu...sempatisi derken sonuç pek şaşırtmadı. bence hak etti, çünkü dediğim gibi bu kadar büyük kitleye erişebilecek şarkı yapabildiyseniz yarışmayı da kazanırsınız..



eleni için söylenecek çok şey yok... daha şarkısı ilk yayınlandığında çok beğenmiştim. ancak canlı performansı dansı dışında pek sarmadı beni. genel kitlede tam tersi oranda, şarkı ilk çıktığında pek tutulmadı ancak provalar ve yarı finaller sonrası bir ara bahislerde netta'yı bile geçmişti. melodisi çok güzeldi... eurovisiondan arnavut güzeli eleni geçti diyelim...

benim favorilerim her zamanki gibi batırdı.. alıştık artık her sene...



sennek benimi için bu senenin en büyük favorisiydi.. ancak hanımefendi kötü canlı performansı ile birlikte yarı finalde elendi. üzüldüm açıkçası. geçen sene blanche de hayal kırıklığı yaratmıştı ancak dördüncü olmuştu. sennek hanım direk yarı finalde elendi epey üzüldük...



bu tayfa gerçekten çok iyiydi ancak şarkıları tutmadı ne yazık ki...zhana hanımın sia cosplayı güzeldi sesi de harikaydı. ancak şarkıda ön planda değil gibiydi. biraz daha onu koysalarmış belki bir şeyler olurmuş..



geçen sene alma adındaki dünya tatlısı hanımla beni hayal kırıklığına uğratan fransa bu sene daha güzel bir şarkıyla geldi dediler... bana göre daha güzel değildi ama beklenti alma'dan daha fazlaydı.. olmadı. şarkı yine de güzel..



sopranomuz sevgili elina hanım gerçekten muazzam bir performans sergiledi. ancak netta ve eleni hanımlar olduğu için ne yazık ki istediği sükseyi yapamadı. ancak canlı performansı kesinlikle 10/10



sonuncu olur dediler, finali rüyasında görür dediler.. sloven kraliçem lea finale çıktı elinden geleni de yaptı. bu şarkıyı çok ayrı sevmemin bir sebebi de slovence olması idi. vallahi helal olsun lea hanıma. beğenerek takip edeceğiz.



favorilerimden demeyelim de, içimden bir ses rybak efendinin kazanacağını söylüyordu. kolay iş değil, yarışmanın puan rekoru hala kendisinde. 2009'daki efsane performansı kim unutabilir. reisin şarkısı muazzam değildi ne yazık ki, dedim belki sahne şovu kurtarır falan ama yetmedi. kral bulaşmasaydın keşke diyoruz ve üzülerek kapatıyoruz..


kısaca eurovision bu sene de böyleydi.. geçen seneki salvador denen primcinin üstüne bu seneki rekabet çok iyi geldi. özellikle jüri oylarında ortalık epey karışınca, avusturyalı esmer abimiz birinci çıkınca aha dedim işler karışacak.. ama televotingde netta işi çoktan bitirmişti. seneye daha zevkli, daha keyifli bir yarışma olmasını umuyorum. okuduğunuz için sağolun çünkü eurovisionu gerçekten çok seviyorum... sevgiler

Yorumlar

  1. sonunda!
    sanırım 13 gün oldu yazı yayınlamayalı,
    ilk öncelikle yazını keyifle okudum. pek ilgimi çekmeyen bi konu olsa da yazı dilinden çok hoşlandığım için ne yazsan severim gibime geliyor.
    geçenlerde 2016 da yazdıklarının bir kısmını okudum.
    arkadaşlıklarının bitişi, iki üç tane yazının altındaki yorumlar ve sanırım hoşlandığın kızla yaşadığın şeyler benim modumu düşürdü resmen. ben seni okumaya başladığımdan beri son 6 yazı oluyor bu da pek mutsuz yazdığını hissetmemiştim ya da hissettirmemiştin ama o zamanlardaki hislerini ben telefon karşısında az buçuk yaşadım.
    tahminimce güçlü bi insansın diye düşünüyorum. yani bu benim bakış açıma ve karakterime de bağlı aslında ama neyse.
    bu arada nasılsın? hayat nasıl? bunu öylesine sorulmuş bir soru gibi düşünme, cidden soruyorum. 13 gün yazı atmamanın bir sebebi var mı yoksa canın mı sıkkın?
    burdan birine sesleniyorum; bir önceki yazıda attığım yorumun altına verdiğin yanıta yanıt veren kişi,
    ben osman değilim, özellikle kendime de isim vermiştim. sen inanmayabilirsin ama onun yazılarını keyifle okuyan insanlar olduğuna ben inanıyorum.
    bir dahaki yazını iple çekiyorum! lütfen sorularıma gerçek- cevaplar ver, lütfen.
    hoşçakal!
    -ne idüğü belirsiz okuyucu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba "Ne idüğü belirsiz okuyucu" iyiyim öncelikle teşekkür ederim. Hayatım da tahmin edemeyeceğin kadar güzel gidiyor son zamanlarda...13 gün yazı atmamamın bir sebebi yok aslında, dediğim gibi bazen uzun zaman yazı atmadığım, bazen ise haftada 2 yazı attığım oluyor. Tamamen denk gelmesiyle alakalı...Gerçek cevaptan kast ettiğin ne bilmiyorum, ancak elimden sanırım bu kadarı gerekiyor. Gerçekten iyi durumdayım. Senin de iyi durumda olmanı diliyorum.. Blogum öyledir biraz, fazla dert, fazla anı barındırır. Eskiden ne yazdığımı cidden pek hatırlamıyorum. Bulmuşsundur bir şeyler artık ne diyelim...

      Ya o yorumu boşver, arada sırada çıkıyor öyle

      sevgiler

      Sil
  2. Merhaba sevgili sabetay dostum yarışmanın hakkı sevgili Elina hanımındı bu komployu bozacağız seneye..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...

oturmaktan sıkılmadım

merhaba arkadaşlar ben yıllarca atölyede çalıştığı yerde artık masa başı çalışan genç.  nasılsınız bakalım. valla ben gayet iyiyim. bu yazıyı yazarken de mesai saatleri içindeyim. siz düşünün. her yaz olduğu gibi aynı yere geldim çalışmaya ve inanılmaz şeylere tanık oluyorum. ilk gün yalova'ya koca koca direkleri indirmeye gönderdiklerinde , bu senenin de amelelik dolu olacağını düşünürken, kendimi aniden teklifleri,siparişleri vb. işleri incelerken bilgisayar başında buldum. post modern anlayışa göre evrak işlerini yapıyorum. ne kadar mutlu olduğumu tartışmaya açık bırakmakla birlikte. böyle bir yerde bu kadar yükselmeyi beklemiyordum. yaşasın cv doldu. onun dışında chp'nin adalet yürüyüşüne şahit oldum dükkanda dururken ve eve gittiğimde daha da şaşırdım. adamlar kampı, türkiye'nin en yobaz en dindar mahallelerinden birisi olan benim mahalleye kurmuşlar. mahalle bir gecede evrim geçirdi herkes laikleşti diyebilirim. ancak terk ettiklerinde yine eski düzene geri dön...