Ana içeriğe atla

zaten anlamıştım

merhaba merhaba merhaba arkadaşlar....

internet aleminin en nitelikli çocuk kanalına hoş geldiniz. bugün yine eğitici, öğretici ve geleceğe hazırlayıcı bir içerik ile karşınızdayım. çünkü bildiğiniz üzere bu hayet gayem.

birlikte olmadığımız süre içinde çok çok çok cesur bir adım attım. baya baya şaşıracaksınız. ancak ben daha bu süreç bitmeden sizinle paylaşmama taraftarıyım. ama var yaaaa kaosa sürükleneceksiniz abi inanılmaz efsane bir şey olabilir. yani olması taraftarıyız, olmasını isteriz. istemeyenler varsa cidden üzülürüm. yani ona göre bir şekil alırsak sevineceğiz. bence herkes olması için çaba göstermeli özellikle ben..

okul yine başladı ama bu sefer o kadar da sıkıcı değil yani...

neden sıkıcı değil dediğim hakkında epey bir fikrim var.

uyku düzenimi ne güzel 12 ye çekmiştim. bu LoL illeti yüzünden yine saat 5 oldu vallahi ağlicam.

geçen gece 23 nisan parkında, motorcular ve köpeklerin saldırısına uğramadık ancak önümüzde epey bir gösteri yaptılar. olay örgüsü şu şekildeydi. biz çimende çekirdek yerken. ortaya önce motorcular geldi. vın vın yaptılar. sonra polis geldi. tın tın diye kaçtılar. sonra köpekçi tayfa geldi. bir iki üç derken, yedi sekiz köpeği topladılar ortalığa. her kafadan bir hav çıkıyordu. sonra bir daha polis geldi. köpekler kayboldu. sonra bir daha motorcular geldi... gerisi sonsuz döngü...

ancak günün kaybedeni motorunu park eden genç oldu. polisin yakalamasıyla ceza kesilen gencin dramı görenleri ağlattı...

nazelli'nin akşam saatleri cidden çok güzel oluyor bunu fark ettim.


bu arada florence'in yeni albüm çıkaracağını söylemiş miydim? bence söylemiştim ama bir kez daha söyleyeyim. hatta 3 mayıs tarihinde yeni bir şarkı yayınlayacaklar. inanılmaz gururluyum. florence harika bir duygu. 

bugün hayat dersi veresim yok çünkü keyfim yerinde. yani bazen korkularının üzerine gidersen iyi şeyler çıkabildiğini gördüm. kesin konuşmamakla birlikte sonuna kadar mücadele ederek 800 iq gösterme fırsatını yakalayabilirim. umarım herkes bu konuda beni destekler.

eğer hiç biriniz desteklemicekse peşinen söyleyin de rahatlayayım. 

hayatımda bu aralar çok fazla; "ne,neden,niye ve ee" var.. bunlarla yaşamak güzel haliyle.

of yazının tam şu anında what kind of man çalmaya başladı. başladığında durdurmaya kıyamadığım şarkılar kuşağı.

bugün, sene başında evimize aldığımız ev arkadaşımız ile yollarımızı ayırma kararı aldık. yani kendisi hiç haz etmiyordu bizden, dağınıktı falan yapcak bişi yok. ben de hata yaptım bir daha yapmam umarım. ev arkadaşı meselesinde 78 defa falan düşünün. 

never close to dooooor

zayıflamak istiyorum.

gçemişe dair ne kadar çok anım olduğunu her hatırladığımda içim burkulur. her ne kadar hayatımı eleştirsem de, yaşadıklarımı düşününce inanılmaz fazla geliyor. tüm hayatımı bir kitap haline getirip baştan aşağı her anımı okumak isterdim. hayat geçiyor, yıllar geçiyor... bakalım gerisi ne getirecek.

size ne demek istediğimi söylemek isterdim, ancak büyük ihtimalle anlamışsınızdır.

sevgiler.

Yorumlar

  1. sanırım yazılarının içinde (ki yüzde yirmi beşini ancak okuyabildim-smile yapamıyorum çünkü bütün yorumlarımı mahvediyor ve bu çok sinir bozucu-) en daldan dala atladığın yazı bu. köpek olayını anlamak için sekiz kez filan okudum sanırım ama anlayamadım-gülerken ağlayan surat ama öyle yanlardan iki tane yaş çıkandan değil msn style bilirsin- ayrıca iki yazındır ucundan azıcık çıtlattığın ama tamamını anlatmadığın olayın sabırsızlıkla sonuçlanmasını bekliyorum çünkü merak ettim galiba nazar değmesinden korkuyosun kdhdksbdlsiwpejrosiwi bir dahaki yazında bundan bahsedersen çok berhudar olacağım.
    ve tam bilgisayarım bozuldu sen yazı yayınlıyosun ve ben senin çok afedersin iğrenç ötesi blog tasarımın yüzünden ne yazılarını tam okuyabiliyorum ne de yorum yazabiliyorum o yüzden yorumum gecikti bu kadar normalde yazı attığın an yazıyorum ( sadece üç yazına öyle yorum attım slkeğekriaksia) en az senin yazın kadar karman çorman bi yorum oldu. bi dahaki yazında umarım hayatındaki güzel gelişmeleri yazarsın.
    bu arada bi evde kaç kişi yaşıyosunuz ve kilo vermek istiyosan maydonoz ye bence müthiş bi taktik hem tadı çok güzel hem de ödem attırır. ve çekirdek yeme! (kilo vermen hakkındaki önerim inanılmaz itici göründü gözüme çünkü ben de kilo verme dönemimde bu tarz şunu yeme bunu ye diyenlere aşırı aşırı sinir olurdum bu yüzden istediğini ye vücudunu senden iyi kimse tanıyamaz!)
    neyse benden bu kadar. bi dahaki yazını heyecanla bekliyor olacağım.
    not:yazdıklarının yüzde yirmisini okusam da hala ortak bir noktamızı bulamadım halbuki birbirimize çok benzediğimizi düşünmüştüm yanılmadığımı görmek için bugün yüzde yetmişe tamamlayacağım. eğer ortak nokta keşfetmişsem bi dahaki yazının altına yorumumda yazarım. tabii seni ne kadar ilgilendirir orası muamma.
    dipnot: yorumumda sürekli bi dahaki yazın kalıbını kullandım bunun hatrına yakında dolu dolu bi yazı yayınlarsın belki
    soru:kitap okuyor musun? okuyorsan en sevdiğin yazarı söyler misin? şimdiden teşekkürler!
    hoşçakal!
    -ne idüğü belirsiz okuyucu

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, "ne idüğü belirsiz okuyucu.."

    Evet, totemlere inanıyorum çünkü bir şey gerçekleşmeden çok dillendirirsek sonucu ne yazık ki olumsuz oluyor... Ben de heyecanımı bu şekilde dindirmeye çalışıyorum. Umarım güzel şeyler olur ve ben rahatlıkla söylerim.

    Kilo verme konusundaki tavsiyelerin için teşekkür ederim. Çok incesin...

    Ayrıca nesi varmış blog tasarımın ben hoş buluyorum.. Bakarsın değiştiririm sıkılınca belli olmaz...

    Ortak nokta konusunda şöyle söyleyeyim. Eğer ikimiz de benzer insanlar olsaydık, birbirimize anlatacak neyimiz olabilirdi sence? Zaten bildiğimiz şeyleri konuşup dururduk. Bence o kadar da kötü bir şey değil ortak nokta olmaması. Ancak sen öyle düşünüyorsan bir şey diyemem tabi..

    Kitap okumayı yıllar evvel bıraktım.Sadece edebiyat dergisi okuyorum bir tane.. Ancak en sevdiğim yazar Jack London'dur...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. normalde yorumunu yanıtlamam ama bugün boşboğaz günümdeyim sanırım hem yemek yeme olarak hem de konuşma olarak.
      hangi dergiyi okuduğunu çok merak ettim çünkü hemen hemen bütün edebiyat dergilerinin sıkı takipçisiyimdir. bir tane de mizah dergisinin bağımlısıyım. neyse,
      ayrıca bir iki şey söyleyeceğim.
      bu ortak noktalar konusunda bana bambaşka bir bakış açısı yarattığın için minnettarım. umarım bir gün her yazını okuduğumda bir iki taneden fazla ortak noktamız çıkmaz diye düşünüyorum yorumunu okuduktan sonra.
      bir de bigün seninle sohbet etmek istesem bana seninle sohbet edebileceğim bir platformu verir miydin?*
      bu soruyu yıldızladım çünkü benim için önemli,
      umarım uyumamışsındır -iki nokta üst üste dört tane parantez kapatma-
      tekrardan hoşçakal!
      -nibo(ne idüğü belirsiz okuyucunun kısaltması ama keşke direk yazsaymışım benim için daha az yorucu olurmuş.)

      Sil
  3. Merhaba "ne idüğü belirsiz okuyucu"...

    Daha evvel söylediğim gibi herkes, istediği kadar yorum yapabilir bu siteye.

    Kafkaokur'u çok başarılı buluyorum. Diğer edebiyat dergilerinde daha bir popüler kültür havası seziyorum galiba, o sebeple Kafkaokur'u okumaktayım.

    Google hesabım blogumda yer alıyor. İsteyen herkes, istediği zaman yazanbilir bu konuda da herhangi bir tabum yok. Ama uyarmak isterim, daha önce benzer şeyi yapanlar, beni blog kadar önemli bulmayıp çoktaaan aramızdan ayrıldılar. Benzer bir hamlende, aynı hayal kırıklığı içinde olacağını düşünüyorum. Seni uyarmalıyım...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

bedelini ödedim

 işte yine been işte yine bir yazı..... mer mer mer merhaba... uzun süredir uyumak için kıvrandığım sırada, bir türlü uyuyamamam üzerine kafamdan geçenlerin artık bir şekilde buraya dökülmesi gerektiğine karar verdim. yataktan kalkmadan önce kafamın içinde milyonlarca ışık yılı misali dönen şeylerin hepsi buray aktarılacak mı bu da ayrı bir merak konusu. ama beni biraz tanıyorsanız bunun olmayacağını biliyorsunuzdur.  dostlar... çok yoruldum ya gerçekten bak acayip yoruldum. üstelik bu yorgunluk boş oturmaktan geliyor. hatalar silsilesi öyle bir noktaya getirdi ki hayatımı. hani ufak ufak umutlar tükenir ya o noktaya gelmek üzereyim. bu kadar potansiyelli bir insan nasıl olur da hiçbir şey başaramaz aklım almıyor. elimi neye atsam kuruyor mantığı oluşmaya başladı. bilemiyorum daha ne kadar dayanacağımıı ama ne yüzümde o eski gülüş kaldı ne o heyecan. uyku bile uyuyamuyorum artık. asla rahat değilim vs. vs. uzar gider. buraya sadece neden kötü durumda olduğumu yazsam paragrafla...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...