Ana içeriğe atla

hayat üç perdelik tatsız bir kabare

mer mer mer haba arkadaşlar. internet aleminin en eğitici, en öğretici, en eğlenceli ve en akılda kalan bloguna hoş geldiniz. ben blogger kişisi. bugün yine dopdolu, yine heyecanlı, yine ileriye dönük umut aşılayan bir yazıyla karşınızdayım.


bu filmi bugün izledim. ileride mutlaka hatırlamam gerekicek o yüzden buraya bırakıyorum. siz çok takılmayın bu kısma


yine ilk paragrafa kandınız değil mi? bir an inandınız. dediniz kral geri döndü falan. biz demiştik yıllar evvel bıraktık bu işleri diye....

öncelikle youtube adındaki platformda çok güzel alternatif şarkılar paylaşan bir kanal var. işte kaan boşnak falan kadıköy falan anlıyor musun abi biz bu tarz müzikleri seviyoruz falan. işte bu kanal canlı yayın falan yapmaya başladı. ben de denk geldikçe giriyorum. tabi ortam bildiğiniz gibi. erkek tayfa kızlara ehuheheh çekiyor. şirin gözükme çabaları inceden yürümeler falan. tabi ben gelir gelmez hayat hikayemi anlatmaya başladım. böyle karşı cinse salladıkça sallıyorum. rahatsız olan kızlar çıkıyor tabi. ee alışmışler erkek övecek sürekli..

bir de şey edebiyatı falan yapmaya başladılar; "işte tip, para bunlar önemli değil kalbi yeter." bu muhabbet döner dönmez sinirlenerek onlayn oldum ve dedim onlara; "kandırmayalım birbirimizi, hadi diyelim benim kalbim çirkin. önünüze aynı özellikte iki erkek koysalar daha yakışıklı olanı seçersiniz. siz busunuz vb." tabi benim tepkim karşısında zor durumda kalanlar oldu. bazılarıysa biat etti. ama nasıl hoşuma gidiyor. gel gelelim bazı tipler türemeye başladı. hani ben şimdi oraya kızlara yürünmeyecek havası getirdim ya. adam duramadı tabi. başladı bana oynamaya, oynadı oynadı. arkadaş bir yayın kaçırdık, ertesi yayın adam bana ukala ukala konuşuyo. ben de durur muyum yaptım şovumu yallah köyüne dedim. 

dün akşam bir yayın atmışlar, altında yine o eleman. sanırım canlı yayın moderatörü olmuş, kızlara ehehehe çekiyor. evet siz kazandınız kardeşim. sevinin kızlar istediğiniz sistem döndü. olsun be biz mücadelemizi verdik. müzik paylaşım kanalında bile kızlara yürüyecek erkek kafası olduğu sürece benim çabam neye gidiyor bilmiyorum. olsun biz dedik aylar evvel, kızlara sululuğa son diye. varolduğumuz her platformda aynı şekilde davranacağız. 

şimdi bu hikayeyi anlatma amacımı ben de bilmiyorum ama sinirlendim. beni bilen bilir kadın nefretim yok, sadece hayal kırıklıklarımı verdiğim tavizlere paylaşıyorum. birbirimize yürümeden de bir şeyler paylaşabiliriz iki cins olarak. çünkü ben çok denedim tamam mı, tipten paradan hep yol yedik. mesela connected da profil resmimin fake olduğu bi hesap var. fake demeyelim de archie reisim var severim kendisini bilirsiniz. oraya yazanlar çıkıyo arada. bir tanesiyle baya konuştuk 1 ay falan. kız twitter profilimi istedi, ben de verdim yani. dedim bu kadar anonim nedendir üstadım.. zannediyorum kız tipimi görünce kesti konuşmayı daha da bir mesaj gelmedi. halbuki benim öyle hayallerim yoktu. olsun be kardeşim çirkiniz diye arkadaş da edinemiyoruz. bugün de benim için isyan. 

yine kendi tipimi eleştirdiğim bir yazıya dönmüş buralar. hiç sıkıntı değil. ileride bu yazıyı gülerek okuyacağım. çünkü ben bu savaşı zaten kazandım. insanlar olumsuz şeyleri kabul edemedikleri için acı çekerler. ben bütün olumsuzlukları mideye indirdim. kaybedecek cidden hiç bir şeyim olduğunu düşünmüyorum. o yüzden hayat bana istediği tiyatroyu çevirsin, ben yorumlamasını yaparım. kral naaptın çıldırttın evreni. 

blogumun reklamını da orada burada yapmaya devam. anlarsınız ya üç kişi kesmiyor. dört-beş olalım artık diyorum durmadan oraya buraya paylaşıyorum. yok yine kimse gelmiyor. sanırım blogun içeriğini anime falan kore falan dizeyim. piyasa o konuda iyi işliyor. intihar,bunalım senenin trendleri değil. 

bir adet ilkokul arkadaşım var. birinci sınıftan beri görüştüğümüzü var sayarsak sanırım 15 sene oldu aşkımız doğalı. biz kopamadık kendisiyle. bugün bile inanılmaz bir muhabbet yapabiliyoruz. düşünün dile kolay 15 senenin şakası .. malzeme harca harca bitmiyor. en sevdiğimiz olay geçmişe inip oradaki insanların yeni halleri hakkında inceleme yapmak. yani abi öyle bir sınıftan çıkmışız ki, iki eleman hapiste şu an, koca sınıftan iyi yerlere gelme potansiyelli iki-üç kişi var. bizi zaten sayma kafalar bunalım ikimizde de. işte o arkadaşım diyor sürekli benden bahset benden bahset. üç kişiyiz kardeşim zaten. sen, ben ve oylesineyaziyomyaaa reis. yani bu ortamda seni tanıtmak bana anca gelecekte hatıra olur. ama seni zaten kolay kolay unutamam. adam lisede bana ateizm propagandası yapa yapa ömrünü çürüttü. yani bir insanın en büyük gayesi, yakın arkadaşını dinden çıkarmak olabilir mi? adam bunu idealiyle yaşadı yıllarca. büyük olay. ileride film çekmeyi düşünüyoruz. oyuncu kadromuz biraz elit ama herhalde çözülür o konu. al işte dedin dedin bahset. bahsettim umarsızca...

bu arada bir başka bomba LİN PESTO bana cevap yazdı twitterda, hatta önceki yazıyı okudu. anlıyor musunuz resmen okudu...


abi şu görsel benim için dünyanın en büyük üçüncü olayı. tınlamaz diye düşündüğüm yazıyı okuyup bana cevap verdin ya lin pesto. sen piyasanın yeni nirvanasısın. çok müteteşekkir oldum. yani bundan sonra gençler ileride diyecekler vaaay lin pesto bazı şeylerin muazzam bloggerına cevap yazmış. hatta ben de ileride sen çok çok ünlü olduğunda ve blogumu okuduğumda vaaaay bana cevap vermiş kral diyeceğim. mutlu ettin lin pesto.


fırsat vermek istemiyorum gözyaşlarıma bu yüzden şarkıyı da atayım hemen.



kalben işi biliyor ya. şarkı muazzam ama biraz ütopya. günümüz kadın profili bu kadar sevecen değil. yani bir kız bana böyle yalakanım bebeğim havası yapsa mutluluktan ağlarım sanırım. ama şarkı güzel kalben seviliyosun

türkçe şarkı da paylaşıyoruz uyandırayım yani. sonra demeyin seni gidi egoist adam türkçe şarkı dinle biraz. off aklıma izole olduğum geldi kimin umrunda olur ki bu.

geçen gün sunum ödevi yapmaya gittiğim arkadaşımın evine iki adet kadın kişisi geldi misafiriyet olarak. kızlar benimle muhatap bile olmadı. böyle silik bir tip olmak zor. yani bir de aynı sınıftayız. insan bir der reis napıyon nasıl gidiyor. ben de çok durmadım dedim rahatsız etmiyim. of be kral yine yine yine mütevazisin, fedakarsın. biliyorum kardeşim bu hayat bize taviz vermeyi öğretti. 

evet arkadaşlar bugünkü muazzam yazının sonuna geldik. içimde yazma isteği vardı biraz ondan döküldüm hemencecik. artık bir daha ne zaman istekli olurum bilmiyorum. belki bir rehber falan hazırlarım yine okuyucu çekmek için. yıllar çabuk geçsin de şu blogu okuyayım neler yazıyorum unutuyorum be adamım.

size ne demek istediğimi söylemek isterdim ama büyük ihtimalle tahmin etmişsinizdir.

sevgiler



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

bedelini ödedim

 işte yine been işte yine bir yazı..... mer mer mer merhaba... uzun süredir uyumak için kıvrandığım sırada, bir türlü uyuyamamam üzerine kafamdan geçenlerin artık bir şekilde buraya dökülmesi gerektiğine karar verdim. yataktan kalkmadan önce kafamın içinde milyonlarca ışık yılı misali dönen şeylerin hepsi buray aktarılacak mı bu da ayrı bir merak konusu. ama beni biraz tanıyorsanız bunun olmayacağını biliyorsunuzdur.  dostlar... çok yoruldum ya gerçekten bak acayip yoruldum. üstelik bu yorgunluk boş oturmaktan geliyor. hatalar silsilesi öyle bir noktaya getirdi ki hayatımı. hani ufak ufak umutlar tükenir ya o noktaya gelmek üzereyim. bu kadar potansiyelli bir insan nasıl olur da hiçbir şey başaramaz aklım almıyor. elimi neye atsam kuruyor mantığı oluşmaya başladı. bilemiyorum daha ne kadar dayanacağımıı ama ne yüzümde o eski gülüş kaldı ne o heyecan. uyku bile uyuyamuyorum artık. asla rahat değilim vs. vs. uzar gider. buraya sadece neden kötü durumda olduğumu yazsam paragrafla...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...