Ana içeriğe atla

Son kalen de yıkıldı umarım mutlusundur.

Merhaba.. içtenlikle merhaba. Biraz üzüntüyle, biraz azimle merhaba...

Merhaba bir selam verme sözcüğüdür her zaman, başka anlamlara çekilmesine her zaman karşı durmuşumdur. Bu gördüğünüz oluşum da, defalarca denediğim ve tutturamadığım "blog" manevrasının bir başka halkasıdır. Belki bu sefer her şey ciddileşir ve aradığımız uyumu yakalarız.

Kendimden bahsediyim biraz..İsmimi versem de pek bir şey değişmiyor o yüzden vermeyeyim. Hatta doğduğum yılı, doğduğum yeri ve şu an yaşadığım yeri vermesem de olur. Ama ben fazla sır saklayamam. Kocaelide doğdum ve şu an Aydın havası soluyorum. Başıma bir şey gelmeyecekse, burada üniversite okumak için bulunuyorum. Herkesin içinde başka bir algı vardır. Sofistike kelimeler kullanmayı severim, yoksa nasıl popülerleşiriz? Daha önce değindiğim gibi bir sürü blog denemem oldu. Hiçbirinde dikiş tutturamadım, sıkıldım bıraktım. Gecenin bir körü ve ben yine böyle bir şey deniyorum.. Neden deniyorum peki? Açıkçası bunu bende bilmiyorum. Yazma konusunda iyiyimdir ne yalan söyleyeyim. Bu hayatta belki de en başarılı olduğum şey olabilir yazmak. Klavyeyle yazmak çok hoş mesela, çünkü kalemle yazınca elim ağrıyor sıkılıyorum. 


Bu tip fotoğrafları bazen atmayı düşünüyorum.




 Kendim hakkında konuşmayı sevmem. Genelde yalnızımdır. Baya yalnız ama. Klişe acındırma seansı yapmayı düşünüyorum blog tutarsa. Tabi bu sefer olgunluğun zirvesinde yazıyorum bu satırları. Siz siz olun olgunlaşmayın. Sonra kendini Kipa'da basket potası alırken bulursunuz, veya hepsiburada'dan aldığınız retro saat paint terk çıkar. Özetle çok olgunumdur. Çok da iyi yemek yaparım. Üniversite hayatına yeni başladım ve çok özgür hissediyorum. Size bunu açıklamak isterdim ama ne diyeceğimi zaten tahmin ediyorsunuzdur. Çok sert ve anlayışsız lakin arada sırada beni seven bir babaya, babasından özenti ama dayısından halli herşeyi halledebilecek potansiyelli bir abiye de sahibim, tabi hiçbir şeyi halledemiyor ama olsun çaktırmayın. Bir de dünya görüşümü, hayata bakışımı, bilgimi, görgümü, tecrübemi kısaca her şeyimi borçlu olduğum annem var ki, kendisi şu an hayatta değil. 8 ay önce kaybettim. Ne kadar da taze bir acı. Yıllarca beyin tümörü hastalığı ile uğraşıp, günden güne eriyerek hayatını kaybeden bir kadının yıllarca çektiği acı kadar değil tabi. Yine klişe bir cümle daha kurarak; "keşke anneme bir kez daha sarılabilsem" diyorum. İmkansız şeyler hayatımızı belirliyor buna emin olun. Yeterince kendimi acındırdığımı düşünüyorum. Biraz daha acındırarak bokunu çıkartmak lazım gerçi. Ailem böyle veya böyleydi demek doğru olur. Zaten pek görüşeceğimi de sanmıyorum abim ve babamla. Diğer akrabalar pert zaten hiç sormayın. Cebime harçlık bile koymuyorlar. 


Aşırı kedist bir insanımdır.

Böyle ara ara resim koyup bilgi vermek ne kadar sinir bozucu birşeymiş puha ders olsun size. İlk yazımı kısa tutuyorum. Arka planda kitap resmi olduğuna bakmayın pek okumam, güzel gözüksün diye koydum. Ama size bu blogda çok değişik şeylerden bahsedeceğim. Umarım takibe başlayıp takipte kalırsınız.

Sherlock'dan bir söz ile veda edeyim..."I'm not a hero i'm a high functioning sociopath."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...

oturmaktan sıkılmadım

merhaba arkadaşlar ben yıllarca atölyede çalıştığı yerde artık masa başı çalışan genç.  nasılsınız bakalım. valla ben gayet iyiyim. bu yazıyı yazarken de mesai saatleri içindeyim. siz düşünün. her yaz olduğu gibi aynı yere geldim çalışmaya ve inanılmaz şeylere tanık oluyorum. ilk gün yalova'ya koca koca direkleri indirmeye gönderdiklerinde , bu senenin de amelelik dolu olacağını düşünürken, kendimi aniden teklifleri,siparişleri vb. işleri incelerken bilgisayar başında buldum. post modern anlayışa göre evrak işlerini yapıyorum. ne kadar mutlu olduğumu tartışmaya açık bırakmakla birlikte. böyle bir yerde bu kadar yükselmeyi beklemiyordum. yaşasın cv doldu. onun dışında chp'nin adalet yürüyüşüne şahit oldum dükkanda dururken ve eve gittiğimde daha da şaşırdım. adamlar kampı, türkiye'nin en yobaz en dindar mahallelerinden birisi olan benim mahalleye kurmuşlar. mahalle bir gecede evrim geçirdi herkes laikleşti diyebilirim. ancak terk ettiklerinde yine eski düzene geri dön...