Ana içeriğe atla

DOĞUM GÜNÜ YA DOĞUM GÜNÜ

Merhaba arkadaşlar. Ben yatağında uyurken aniden gelen 7 kişinin "mutlu yıllar osmaaaaan" şarkısı ile neye uğradığını şaşıran blogger.

Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim ya bugün doğum günüm işte. Bu sene gerçekten çok güzeldi. Baya baya insanlar beni umursadı cidden çok hoş şeylerdi.

İlk olarak 11 Ocakta yatağımda masum şekilde uyumuşken odama baskın oldu. Sınıftan arkadaşlarım, ev arkadaşımın planları ile bana sürpriz yaptılar. Aniden ışıklar açıldı, pastayla odama 7 kişi girdi. Söyledikleri şarkı normaldi, mutlu yıllar ezgisi diyelim. Gerçekten güzeldi. Hani ev arkadaşım da evine erken dönüyordu. Ben gidiyom osman ehejeje yapmıştı.

Ertesi gün, gerçekten değer verdiğim bir arkadaşım bir sürpriz yaptı. Yani gizli ve ufak olması konusunda anlaşmıştık. Tam anlamıyla öyle oldu. Bana browni almış üzerine mum koymuş. Mükemmel bir hediye idi benim için. Ve mektup... Edebiyata bu kadar düşkün birisi için böyle güzel kaleme alınan şeyleri okumak çok hoştu. Yani çok çok mutlu oldum. Onun böyle şey düşünmesi ile. Ee yağmur boşuna yağmaz, toprak su istemedikçe..

Üçüncü olarak da geçen seneki hazırlık arkadaşlarım evimin önüne geldiler, balkona çık dediler. Çıkar çıkmaz sürpriz diye bağırdılar. Gerçekten harikaydı. Üstelik bana oyuncak bir araba almışlar hem de uzaktan kumandalı. Zannediyorum bir insan bu kadar bilebilir neyi seveceğimi. Onları görmek, benim için bu kadar zahmet etmeleri gerçekten harikaydı. Bu olay uzun süren küslükleri de örten bir olaydı. Hakkımda o kadar terbiyesizce, itibarsızca yorum yapan şahıslara rağmen. Beni bu denli seven insanları görmek gerçekten çok güzel.

Mesajlar geldi bazılarından. Kimisi beni hayrete düşürdü. Kimisi çok mutlu etti. Beklemediğim insanlar yazdı. Aynı saatte aynı benim gibi kutlayan insanlar. Telefonlar geldi, öncesinde kavga edilse bile, kalpler kırılsa bile unutulmamıştı. Herkesin beni bu kadar sevmediği bir ortamda bu denli düşünenler olması takdire şayan.

Ben onlara layık mıydım peki? Bence kısmen evet. Herkesin hataları olur. Herkesin sorunları olur. Önemli olan ortak paydayı sonuna kadar taşımak değil mi?

Babam bile aradı bana doğum günün kutlu olsun dedi. Yani aslında o kadar basitki. Yıllarca bunu bekledim. Bir kez olsun bana bunu deseydi. Belki o kadar nefret etmeyecektim.

Güzel bir doğum günüydü. Hayat her zaman umutsuzluk vermiyor bunu öğretmiş oldu. Belki bir mektupta sana pasta resmi çizenler kadar hayalperest değildi. Ama o pastayı o mektuptan çıkartıp önüne sunmuş kadar sevgi doluydu.

İyi ki doğdum blog. Geçen sene sonuna gelmiş hayatımda, bu sene iyi ki doğdum.

Oyuncak ayıları da severim. Belki üstüne telefon koymam ama benim için kitaplığımda her sabah uyandığında göz göze geldiğim ilk şeylerden biri olması yeterdi.

Bu yaşımda umarım artık karşıma çıkarsın. Çıktıysan da belli edersin. Belli ettiysen de ben anlarım. Çünkü sana ihtiyacım var.

Size ne demek istediğimi söylemek isterdim ama mumları üflediğimdeki yüz ifademle zaten tahmin etmişsinizdir.

Sevgiler

Yorumlar

  1. Doğum günün kutlu olsun. Herşeyim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum kardeşim

      Sil
    2. Nasıl oynamak istiyorsan öyle oynayalım Osman. Kardeşim demen benim için bir anlam ifade etmiyor. İyi bak yazım kurallarına dikkat ediyor muyum? Sen seversin bu şekilde oyunları. Başka ipucu yok. Tekrardan yeni yaşını tebrik ederim. Gözünü açtığında umarım beni görürsün.

      Bu oyundan çok sıkıldım bilmeni istiyorum.

      Sil
    3. Peki dediğin gibi olsun kardeş.

      Sil
    4. Neden yorumumu sildin Osman? Yoksa korkuyor musun? Kim olduğumu bulamayacak kadar zeki değil misin? Bak ipucu da verdim. Senin kardeşin değilim, ama sen benim herşeyimsin. Sen anlayana kadar da öyle olacak. Gözünü aç gözünü

      Sil
    5. Tamam kardeş daha cevap vermicem. Doğum günü kutladın diye verdim zaten başka bişi anlama hadi eyw

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...

oturmaktan sıkılmadım

merhaba arkadaşlar ben yıllarca atölyede çalıştığı yerde artık masa başı çalışan genç.  nasılsınız bakalım. valla ben gayet iyiyim. bu yazıyı yazarken de mesai saatleri içindeyim. siz düşünün. her yaz olduğu gibi aynı yere geldim çalışmaya ve inanılmaz şeylere tanık oluyorum. ilk gün yalova'ya koca koca direkleri indirmeye gönderdiklerinde , bu senenin de amelelik dolu olacağını düşünürken, kendimi aniden teklifleri,siparişleri vb. işleri incelerken bilgisayar başında buldum. post modern anlayışa göre evrak işlerini yapıyorum. ne kadar mutlu olduğumu tartışmaya açık bırakmakla birlikte. böyle bir yerde bu kadar yükselmeyi beklemiyordum. yaşasın cv doldu. onun dışında chp'nin adalet yürüyüşüne şahit oldum dükkanda dururken ve eve gittiğimde daha da şaşırdım. adamlar kampı, türkiye'nin en yobaz en dindar mahallelerinden birisi olan benim mahalleye kurmuşlar. mahalle bir gecede evrim geçirdi herkes laikleşti diyebilirim. ancak terk ettiklerinde yine eski düzene geri dön...