Merhaba arkadaşlar, ben vize dönemindeki duygusuz İnsaniyet timsali. Nasılsınız bakalım?
Uzun zamandır böyle giriş yapmamıştım, nasıl, beğendiniz mi? Ben beğenmedim. Bu aralar insanlık hakkında, özellikle onların olay yorumları hakkında beni benden alan şeyler var. Hatta insanlar bazen dümdüz gittikleri yolda başka yöne sapmak hakkında sadece bir düşünceye kapılsa bile, aniden size ceza kesiliyor. Benim cezam da bu oldu. Aslında iyi oldu, biraz gözüm açıldı. Yine haklı çıktım. Lakin sonu hep aynı bitiyor böyle şeylerin. Bu konu hakkında size neler hissettiğimi açıklayacak bir sözüm yok. Daha çok The Prestige'in final sahnesi gibi diyebilirim.
Tabii ki hasar alsa da insan, dönemin gerektirdiği şartlar insana bağışıklık kazandırıyor. Karşınızda kraliçe de olsa, siz de basit bir köylü de olsanız, kendinizi sarayın en önemli insanı hissedebilecek hayal gücüne sahip olabiliyorsunuz. Tabii ki bu hayal gücü insanı sadece kendi vizyonunda şartlıyor. Mesela ona göre artık gereksiz biriyim. Az önceki hayal gücü ile alakası var mı? Tabii ki yok. Hatta ona sorsanız alakası yok der. Ama insan hisseder ya, en azından ben hissederim. Yerimin neresi olduğunu aniden hissederim. Neyse bu konular biraz üzüyor insanı. Dürüst olmak gerekirse bahsedecek başka bir şeyim yok. Bilgisayarım geliyor yakında, hadi yine iyisiniz daha güzel şeyler yazabileceğim. 200.000 görüntülenme için de teşekkürler. Son bir ayda da siteye giren 12 bin kişiye de ayrı teşekkürler. Buraya hangi kafa ile girip ne okuyorsunuz anlam veremiyorum ama işte sağolun siz yinede. Topluma yararlı bir blogdan ziyade sadece ara ara sinirlenip, ara ara içerlenip yazdığım bir yer burası. Aşırı derece de mutlu olup bir şey yazdığımı hatırlamıyorum. Zaten bu Blogda bir şey güncellenmezse uzun zaman, anlayın ki ya mutlu olmuşumdur, ya da görkemli intiharımı etmişimdir. Neyse bundan da bahsettik...başka ne vardı. Heh, bu vizeler de iyi geçti baya. Epey de çalıştım hepsine şimdi yalan olmasın. Artık yakında bunları lafama takmayı bırakıp, yanına three days grace grubunu alıp bütün dünyaya nefret yayıcam.
Bu arada bu hayat beni çok yoruyor. Bunu söylemiş miydim? Aklıma geldi, sitenin en çok okunan yazısı "sigara böreği tarifi" alemsiniz...
Türk dizi sektöründe ilerleyişim de devam ediyor. Bu gidişle tüm dizileri bitireceğim. Valla piyasada dizi kalmadı izlemedik. Demek ki uyumluluk sorunları aşılıyormuş.
Son olarak da bi öğüt vereyim; hayatta hiç kimsenin size sizden fazla değer vermesine izin vermeyin. Siz anladınız onu.
Ne demek istediğimi söylemek isterdim ama zaten tahmin etmişsinizdir
Sevgiler
Uzun zamandır böyle giriş yapmamıştım, nasıl, beğendiniz mi? Ben beğenmedim. Bu aralar insanlık hakkında, özellikle onların olay yorumları hakkında beni benden alan şeyler var. Hatta insanlar bazen dümdüz gittikleri yolda başka yöne sapmak hakkında sadece bir düşünceye kapılsa bile, aniden size ceza kesiliyor. Benim cezam da bu oldu. Aslında iyi oldu, biraz gözüm açıldı. Yine haklı çıktım. Lakin sonu hep aynı bitiyor böyle şeylerin. Bu konu hakkında size neler hissettiğimi açıklayacak bir sözüm yok. Daha çok The Prestige'in final sahnesi gibi diyebilirim.
Tabii ki hasar alsa da insan, dönemin gerektirdiği şartlar insana bağışıklık kazandırıyor. Karşınızda kraliçe de olsa, siz de basit bir köylü de olsanız, kendinizi sarayın en önemli insanı hissedebilecek hayal gücüne sahip olabiliyorsunuz. Tabii ki bu hayal gücü insanı sadece kendi vizyonunda şartlıyor. Mesela ona göre artık gereksiz biriyim. Az önceki hayal gücü ile alakası var mı? Tabii ki yok. Hatta ona sorsanız alakası yok der. Ama insan hisseder ya, en azından ben hissederim. Yerimin neresi olduğunu aniden hissederim. Neyse bu konular biraz üzüyor insanı. Dürüst olmak gerekirse bahsedecek başka bir şeyim yok. Bilgisayarım geliyor yakında, hadi yine iyisiniz daha güzel şeyler yazabileceğim. 200.000 görüntülenme için de teşekkürler. Son bir ayda da siteye giren 12 bin kişiye de ayrı teşekkürler. Buraya hangi kafa ile girip ne okuyorsunuz anlam veremiyorum ama işte sağolun siz yinede. Topluma yararlı bir blogdan ziyade sadece ara ara sinirlenip, ara ara içerlenip yazdığım bir yer burası. Aşırı derece de mutlu olup bir şey yazdığımı hatırlamıyorum. Zaten bu Blogda bir şey güncellenmezse uzun zaman, anlayın ki ya mutlu olmuşumdur, ya da görkemli intiharımı etmişimdir. Neyse bundan da bahsettik...başka ne vardı. Heh, bu vizeler de iyi geçti baya. Epey de çalıştım hepsine şimdi yalan olmasın. Artık yakında bunları lafama takmayı bırakıp, yanına three days grace grubunu alıp bütün dünyaya nefret yayıcam.
Bu arada bu hayat beni çok yoruyor. Bunu söylemiş miydim? Aklıma geldi, sitenin en çok okunan yazısı "sigara böreği tarifi" alemsiniz...
Türk dizi sektöründe ilerleyişim de devam ediyor. Bu gidişle tüm dizileri bitireceğim. Valla piyasada dizi kalmadı izlemedik. Demek ki uyumluluk sorunları aşılıyormuş.
Son olarak da bi öğüt vereyim; hayatta hiç kimsenin size sizden fazla değer vermesine izin vermeyin. Siz anladınız onu.
Ne demek istediğimi söylemek isterdim ama zaten tahmin etmişsinizdir
Sevgiler
Yorumlar
Yorum Gönder