Ana içeriğe atla

kendini nasıl hissetiğinin bir önemi yok

hepimiz için zor geçen şeyler, aslında bize bir puan verir. insanlar kendi hayatlarını puanlasalardı kolay kolay kimse 10 puan vermezdi diye düşünüyorum. ancak başımızdan geçenler, bize öyle şeyler anlatır ki eğer bilinçli isek, ileride bunun faydasını görürüz..

mesela benim başıma öyle saçma şeyler geliyor ki, faydasını göreceğim olay gelmeden başka bir felaket yaşıyorum. yani bu konuda ben bir örnek değilim. eğer bunu bekleyenler varsa en yakın savcılıkta hakkımda suç duyurusunda bulunabilir.

göreceli olmasa da, bir nevi süzgeç misali ayıklamak lazım tüm dertleri.


alma ve ben fransızca bir sohbet etseydik, ona insan davranışlarından değil, beni fena halde güldüren şeylerden bahsederdim.


"On est toujours à mi-chemin
Au beau milieu de tout
Donc au milieu de rien
On met de l'eau Dans notre vin
Des sourires sur nos chagrins
On dit qu'on verra bien"

"yahu kardeşim blog mu yazıyorsun, müzik paylaşım platformu mu?"

"yahu kardeşim bıktık be, bu ne böyle artık fransızca falan paylaşıyorsun. hani nerede değişik şarkılar?"

"okumuyorum lan bi daha bu blogu, sık kullanılanlardan da siliyorum. senin blog yazacağın yok. sayfayı kapat. kapatsana oğlum. "

keşke bunları falan deseniz de, kafama taksam az. yok yav okuyan kitle sesini çıkarmıyor. galiba tüm okuyucularım bot. neyse daha anlamlı şeyler yazayım bi ara. sigara böreği tarifi çok güzel hit alıyor. 

kendimi oha diyorum cem ve indycarda motoru patlayan fernando alonso gibi hissettiğime göre. kelimelerin kifayeti kalmıyor. 

oh bee, okul denen pislik yuvasından kurtuldum bu arada. gereksiz,önemsiz, kişiliksiz,karaktersiz,boş kişileri kısa bir süre olsa da görmeyeceğim. hatta her gün gördüğüm gereksizlerden birisini bundan sonra sadece okulda göreceğim. değeri olan bir kaç kişi var. onların da çok umrundaydı osman bizi görsün aynen. 

bu hayat tamamiyle saçmalık. onu da söyliyim bence kaptırmayın. hayatımın en huzurlu günlerinden selamlar. 

sanırım kendimi iyi hissediyorum

sevgiler 

Yorumlar

  1. Her akşam Yeni yazı var mı diye kontrol ediyorum o yüzden her gün yazmalısın bence

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu zaten biliyorum :) her gün yazarsan toplum en sonunda beni yakalayıp en uzak mağaraya kapatır gibime geliyor ve birde yazacak şey bulamıyorum. Ayrıca okunmaktan yana sorunun yok her gün giren kişiler var ama insan bir yorum bırakır arada. Anca okuyun benciller.... Teşekkür ettim

      Sil
  2. Hıhıhıhı izliyorum seni osmannnn

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten tanıdığım en sıkıntılı tip sensin. Napiyon oğlum her gün üç öğün bloga girip. Valla başka dert vermesin allah

      Sil
    2. Napiyim seviyorum seni ^^

      Sil
    3. Hade len başka kapıya. Seni minik troll seni

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

bedelini ödedim

 işte yine been işte yine bir yazı..... mer mer mer merhaba... uzun süredir uyumak için kıvrandığım sırada, bir türlü uyuyamamam üzerine kafamdan geçenlerin artık bir şekilde buraya dökülmesi gerektiğine karar verdim. yataktan kalkmadan önce kafamın içinde milyonlarca ışık yılı misali dönen şeylerin hepsi buray aktarılacak mı bu da ayrı bir merak konusu. ama beni biraz tanıyorsanız bunun olmayacağını biliyorsunuzdur.  dostlar... çok yoruldum ya gerçekten bak acayip yoruldum. üstelik bu yorgunluk boş oturmaktan geliyor. hatalar silsilesi öyle bir noktaya getirdi ki hayatımı. hani ufak ufak umutlar tükenir ya o noktaya gelmek üzereyim. bu kadar potansiyelli bir insan nasıl olur da hiçbir şey başaramaz aklım almıyor. elimi neye atsam kuruyor mantığı oluşmaya başladı. bilemiyorum daha ne kadar dayanacağımıı ama ne yüzümde o eski gülüş kaldı ne o heyecan. uyku bile uyuyamuyorum artık. asla rahat değilim vs. vs. uzar gider. buraya sadece neden kötü durumda olduğumu yazsam paragrafla...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...