mer mer mer haba arkadaşlar. ben, otobüste yer boşalır boşalmaz yanından kalktığınız umutsuzluk abidesi.
nasılsınız bakalım? ben valla yoğunum. eve iş falan götüreceğim yakında, postmodern iş hayatı ritüellerini bir bir uygulamam lazım ki sansasyonel yükleşimin önüne başka bir şey geçemesin.
böyle durumlarda çaya artık iki değil tek şeker atıyorum. modern zamanların insülin direnci çılgınlığında ben de belki trend hastalar listesine girebilirim.
aslında anlaması o kadar da zor değil. bu aynı 100 tane sipariş edilen bir ürünün; "abi vallah bir kutuda 12 adet var. seti bozamam." şeklinde 108 adet gönderilmesi gibi. yine bu zamanlarda üstün zekamı kullanarak durumu kontrol altına alabiliyorum.
otobüste ki genelde çok nadir oluyor. birisi yanıma oturduğunda anlamsız videolar izliyorum. sanırım amaç, dış görünüş veya kapladığım alan yerine yaptığım bir şeyden rahatsız olup kaçmalarını istemek.
nasılsınız bakalım? ben valla yoğunum. eve iş falan götüreceğim yakında, postmodern iş hayatı ritüellerini bir bir uygulamam lazım ki sansasyonel yükleşimin önüne başka bir şey geçemesin.
böyle durumlarda çaya artık iki değil tek şeker atıyorum. modern zamanların insülin direnci çılgınlığında ben de belki trend hastalar listesine girebilirim.
aslında anlaması o kadar da zor değil. bu aynı 100 tane sipariş edilen bir ürünün; "abi vallah bir kutuda 12 adet var. seti bozamam." şeklinde 108 adet gönderilmesi gibi. yine bu zamanlarda üstün zekamı kullanarak durumu kontrol altına alabiliyorum.
otobüste ki genelde çok nadir oluyor. birisi yanıma oturduğunda anlamsız videolar izliyorum. sanırım amaç, dış görünüş veya kapladığım alan yerine yaptığım bir şeyden rahatsız olup kaçmalarını istemek.
jain, muazzam bi detay
sabahları kahvaltı yapamıyorum yea. genelde uyandığımda evden çıkmış oluyorum. daha sonra muzlu süt ve hindistan cevizli keki otobüs gelirken ağzıma tıkıyorum. bu beni irite eden bir durum. böyle durumlarda kendimi accidentally love'daki jake gylenhaal gibi hissediyorum. öylesine bir yaşam yani.
en son değil de, ondan bir önceki yazımda 16 yorum var görmüşsünüzdür. blogunu okuyorum o kişinin, hatta yorum atıyorum hatta c2'den bile yazdım. tabii ki bu meraktan yapılan bir şey. zaten kişisel soru sormuyorum böyle durumlarda. c2'de en son cevap vermediğinde hakkında kötü düşünmüştüm. amma velakin sitenin azizliği imiş. o yüzden kendisine de buradan ufak ufak özürler.
c2 demişken, dün bir hanımefendi veyahut beyfendi yazdı. yalnızlıktan falan bahsetti çok da güzel cümleler kuruşuyorduk ki. aniden ortadan kayboldu. eğer işletiyosanız çok başarılı idi, işletmiyorsanız ise yapcek bişi yok.
şu bahsettiğim pişmanlık olaylarını sanırım atlattım. bırak üzülmeyi aklıma bile gelmiyor artık. galiba iş temposuyla alakalı bir şey.
zayıfladığımı fark ettim. bu saygı duyulması gereken bir şey.
sanırım son zamanlarda kendimi güneş paneli gibi hissediyorum
sevgiler
Yorumlar
Yorum Gönder