mer mer mer mer mer mer mer haba arkadaşlar kanalıma pardon bloguma hoş geldiniz. türkiyenin en eğlenceli, en akademik, en sansasyonel, en ferahlatıcı bloguna hoş geldiniz.
bugün yine anlamsız, yine gereksiz ve yine acı dolu bir içerik ile karşınızdayım. böyle şeyler yazmayı severim bilen bilir.
nasılsınız? ben saçmayım ya. kafamda bir şeyler var ama umarım ilerlemez bu şeyler çünkü hiç keyif verici ve tatlandırıcı bir şey değil. hayatım fare kapanı gibi, o peynire ne zaman elimi atsam bir yerlerim yanıyor ve hoş bir şey değil.
yepisyeni bir yıl yaklaşıyor. ona dair daha içerlemiş bir yazı atacağım. bu yazı yılın son yazısı olabilir. özellikle son dönemlerimin tamamen çay içerek geçtiğini düşünürsek hayat apacı bir perde açıyor ve bu perdenin arkasında saklanmak galaktik bir macera değil.
ne demiş florence "sometimes I feel like throwing my hands up in the air"
bu kadar geoid düşünmek biraz saçmalaşıyor. ve hayat belirli bir noktadan sonra uzaklaşıyor içerlemelerden.
her neyse biraz kızgınım kendime ondan yazı atıyorum. yoksa kendimi sevdiğim zamanlar gelip buraya içerik koymam. her konuda yaptığım hareketleri ve bu konularda sergilediğim davranışları ölçmeyi, tartmayı ve kesin olarak düzenlemeyi kendime görev edindim uzun süredir. eğer bir hata yapmışsam daha önce, aniden belirir kafamda "bile bile neden tekrarı?" diyerekten.
dünyayı benim yaptığım hatalar yönetsin.
zincirleme reaksiyon gösteren o bütün hareketlerim varya... işte onlar da yerin dibine girsin.
umarım bazı şeyleri düzeltebilmeli ve gelecekte aynısı başıma geldiğimde; "yahu dur kardeşim bir dur." diyebilmeyi yetenek olarak edinirim.
bugün yine anlamsız, yine gereksiz ve yine acı dolu bir içerik ile karşınızdayım. böyle şeyler yazmayı severim bilen bilir.
nasılsınız? ben saçmayım ya. kafamda bir şeyler var ama umarım ilerlemez bu şeyler çünkü hiç keyif verici ve tatlandırıcı bir şey değil. hayatım fare kapanı gibi, o peynire ne zaman elimi atsam bir yerlerim yanıyor ve hoş bir şey değil.
yepisyeni bir yıl yaklaşıyor. ona dair daha içerlemiş bir yazı atacağım. bu yazı yılın son yazısı olabilir. özellikle son dönemlerimin tamamen çay içerek geçtiğini düşünürsek hayat apacı bir perde açıyor ve bu perdenin arkasında saklanmak galaktik bir macera değil.
ne demiş florence "sometimes I feel like throwing my hands up in the air"
bu kadar geoid düşünmek biraz saçmalaşıyor. ve hayat belirli bir noktadan sonra uzaklaşıyor içerlemelerden.
her neyse biraz kızgınım kendime ondan yazı atıyorum. yoksa kendimi sevdiğim zamanlar gelip buraya içerik koymam. her konuda yaptığım hareketleri ve bu konularda sergilediğim davranışları ölçmeyi, tartmayı ve kesin olarak düzenlemeyi kendime görev edindim uzun süredir. eğer bir hata yapmışsam daha önce, aniden belirir kafamda "bile bile neden tekrarı?" diyerekten.
dünyayı benim yaptığım hatalar yönetsin.
zincirleme reaksiyon gösteren o bütün hareketlerim varya... işte onlar da yerin dibine girsin.
umarım bazı şeyleri düzeltebilmeli ve gelecekte aynısı başıma geldiğimde; "yahu dur kardeşim bir dur." diyebilmeyi yetenek olarak edinirim.
lin pesto çok güzel gelsene
ama olsundu. sonuçta bana vaat edilen bir şey yok. hatalarım sebebiyle zarar görebilecek birisi yok etrafımda. neden bahsettiğimi anlamıyorsunuz biliyorum. ben kendi cümlelerimi anlarım ama yıllar sonra şu yazıyı okuduğumda ne yaptığımı anlayacağım. kötü bir şey değil ya. hırsızlık yapmadım mesela. adam öldürmedim. ne bileyim dedikodu kazanı olmadım. yapmamam gereken bir şey de yapmadım. sadece meyillenmeler silsilesi diyelim.
şu blogda türkçeye kazandırdığım tamlamalar tdk tarafından incelense müebbet hapis yiyeceğim haberim yok.
ve zamanıdır yok etmenin bütün nirvanaları değil mi?
ne demiş florence ; "sometimes I feel like saying, "Lord, I just don't care.""
arada kullandığım söz öbeği var ya; "size neden bahsettiğimi söylemek isterdim ancak büyük ihtimalle zaten tahmin etmişsinizdir." işte o bu yazıda çok alakalı oldu. boşverin ya ben yazar dururum. aynı şey gibi yıllar evvel vaat edilen ama bir türlü gerçek olmayan mutluluk masalları gibi.
annadım abeeeee
sevgiler. yeni yılda görüşmek üzere...
Yorumlar
Yorum Gönder