Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kederli miyim yoksa uykusuz mu?

Merhaba arkadaşlar, ben girişi ufak, alt katı kocaman olan bir marketin, 432 kilo ama makyajı çok yapan güvenlik görevlisinin eski kocasıyım. Umarım keyifler yerindedir. Benim moralim çok bozuldu. Arkadaşlarım tarafından yine ihanete uğradım  Beni güvenilmez ve boş beleş buluyorlar. Onlara verdiğim değeri hayata verseydim şu an çok üst seviye bir yerde olabilirdim  Ancak insanlar normal şartlarda anı ve kendisini düşündüğü için bunun bir önemi yok. Kendi kuruntularım diyip geçelim. Zaten kararımı verdim. Hiç bir insana gereğinden fazla güvenip, sevgi göstermeyeceğim. Sonra kötüye sarıyor. Yaşadığım haksızlıklar, Meet Me Halfway klibinde astronot kıyafeti giyen elemanla aynı durumda. Açıkçası uyuyamadım ve başım feci ağrıyor. Yarın okul başlayacak ve hiç gitmek istemiyorum. Kesinlikle kendimi yararsız ve önemsiz bulduğum bir andayım. Kendi kişisel hazinemi her akşam saysaydım bunlar başıma gelmezdi. Me and Earl and Dying Girl filmindeki zenci elemanın tutarsız hayatından ...

Ne diyosun sen be

Merhaba arkadaşlar, harika muazzam eğitici bloguma hoş geldiniz. Ben 670 kilo olmasına rağmen, güzel ve zayıf kızlarla takılan, selfie çekilirken sadece yüzünü gösterip insanlara güzel olduğunu zannettirmeye çalışıp aslında kocaman bir bidon olan kızın eski erkek arkadaşı. Nasılsınız iyi misiniz? Bu tür girişi bir YouTube kanalı olan "yorekok" dan öğrendim. Benim youtube kanalım olmadığı ve obezite olduğum için bu blogda taklit edebiliyorum. Kafamdaki, beni ölüme götüren sorunlarla mücadeleye ara verir vermez bu yazıyı yazmaya başladım. Ne zaman bi kızdan hoşlansam bu siteye yazı yazıyorum. Vize haftasının ertesi tatil haftası bitti ve okul yeniden başlıyor. Beni inanılmaz derecede seven arkadaş kitlemle yeniden karşılaşmak için sabırsızlanıyorum . insanlar beni sevmeyi hobi haline getirmiş siz düşünün. Yine 65 kişilik, medeniyetler müzesi kıvanındaki sınıfımızda harika içerikler öğrenicez. Ardından final haftası keşke çalışsaydım moduna gireceğiz. Tüm tatil boyunca evd...

Kafayı nasıl yedim????

Hani 4 Milyon izlenen YouTube videonuzda aslında bomboşluk hissi vardır ya öyle uyandım bu sabaha. Aslında sabah uyanmadım, şimdi sabah olacak yani birazdan uyuyacağım. Odamdaki sinek ne yapıyor diye düşünürken aynı anda hayat gizemini araştırıyorum sabahlara kadar. En yakın medikal tesiste yoğun bakıma alınma hislerimle paralel devre kurdum. Forrest Gump'daki Jenny, Benjamin Button'daki Daisy, 500 Days of Summer'daki Summer gibi bir ruh hali içindeyim. Karşı tarafın hayatını mahvedebildiğim kadar mahvedeyim sonra da Starbucks'da çay içerim hissi. Cidden bu üç karakterin de hayatımda olmasını çok isterdim. Çünkü hayatımda bir karakter yok. Meet Me Halfwat klibinin sonundaki gibi ölmek istiyorum. Gerçi yaşamak da güzel ama benim öyle sanma ihtimallerim de var. Vizelerden sonra içimdeki kıpırtının bambaşka bir hal almasını beklemiyordum. Özellikle 780 metrekare öğrenci evimde yapayalnız kalıp mutfağı perişan etmenin YouTube da kaç tık alacağını düşünürken edindiğim hi...

Bloğunun birinci yılı kutlu olsun 1 (BİR)

Merhaba içtenlikle merhaba...!!! 15 Kasım 2015'te bu blogu açtım. Amaç biraz baca temizliğiydi ( Burak Aksak affet abi) neyseki bugün de sebebim aynı. Ne zaman mutlu bir insan olursam bu blog son yazısını alacak. Aslında tüm hikayenin benim rüyam olduğu meseleleri ile birlikte siz seyirciler hayal kırıklığı yaşayacaksınız. Lakin şu an yapımcı şirket reytingleri beğeniyor. Reyting demişken, bir yıl içinde yazılarım 11 bin kere okunmuş. Gerçekten gurur duyuyorum bununla ve hepinize teşekkür ediyorum. Her ne kadar burayı kimse okumuyor diye ağlansam da sayılar bana tokat gibi çarpıyor ve "len yalnız değilsin hade yine iyisin" diyor. Ne yazık ki bazı komik kardeşlerimiz yorumları katletse de, bu blogu okuyan birileri olduğu gerçeği beni mutlu ediyor. Yorumlar yapın çıldırayım diyemiyorum. Malum son yorumları görenler bile. Keşke size daha ufuk açıcı şeyler söyleyebilsem. Keşke size kendimden bir şeyler verebilsem. Buraya tek verdiğim şey hüzünlerim oldu. Sahi mutlu olduğum ...

Bir şekilde beni fark etmen gerek.

Söylemeden edemeyeceğim, hayatımın en zor günlerini yaşıyorum duygusal olarak. Ama bu ne red edilmek, ne terk edilmek, ne onu kaybetmek hiç bir şey değil. Aslında sorunun temeli, bu şeyleri yaşama ihtimalini edinmek. Ben, bu sefer çok farklı bir belaya bulaştım. Uzun zaman sonra ilk kez hissettiğim şeyler oldu. Daha öncelerinde lisenin ilk günleri ve lisenin tam ortasıydı. Lisenin sonunda ne olduğunu beni tanıyan herkes az çok bilir. Ben hem 2011 Eylülü hem de 25 Nisan 2014'ü hiç bir şekilde unutamam. Hayatımdaki tüm dönemlerin genel özeti gibiydi ikisi de. Biri elde patladı, diğeri çok güzel gitti ama ben mahvettim. Şimdi üçüncü dönem kurasında buldum kendimi. Gerek yaş, gerek dönem olarak bu dönemin ne kadar ciddi olduğunu açıklamam yersiz sanırım. Aslında kocaman bir sene bir kez bile karşı karşıya gelmemem onu fark etmemem bana hala şaka minvalinde geliyor. Onda farklı bir şeyler hissettiğimi anladığım ilk anlar ise. Hayatımın en pişman anlarıydı. Yanlış kişi,yanlış zaman, y...

Kontrol edemediğim zorluklar bana engel oldu.

Halbuki seninle çok nadiren karşı karşıya geldik. Tek istediğim, gülümsemen ve birazcık değer veren bakışlarda bulunmandı. Ağzından çıkacak her cümleye ayrı anlam yüklemeye hazır mıydım o bilinmez ama seni görmek için yanıp tutuşan bu kalbime çok yazık oluyor.. Tabi ki ikimiz olalım isterdim ucu bucağı görünmeyen koridorlarda, sen yine yoluna devam et ben arkandayım. Ama başkası olmasın, en azından ben kahrolmaya bu kadar alışkın iken.. Neyse ne, söylenecek fazla bir şey yok. Aramızda dağlar,yıllar,yollar yok.. Sadece senin beni hala fark edememiş o paha biçilemez bakışların var. Fark edeceğini de sanmıyorum ama işte benimkisi de umut... Gerçi sen de bir cümle kurmuştun bununla ilgili, sonra siliverdin. Yoksa o umut, başka baharlara mı kaldı? Merakından soruyorum, çünkü bu bahar ben geldim. Bir sonraki bahar başkası gelebilir. Sen eğer onu istiyorsan hep sonbaharlarda kalsın aklım. Kim bilir belki ilkbaharda sana sıradanlık sıfatı ile bakacağım, ya da bakamayacağım. Şimdi olduğu gi...

Gerçi benim boşluğum da geçerli sebepti.

Yağmur her yağdığında, bakarım yola.. Herkesin bir boşluğu var. Doldurmak istediği, doldurmak için çaba sarf ettiği, doldurmak için varını yoğunu ortaya koyduğu.. Boşluklardan, boşluk yaratırız en fazla şarkıda dediği gibi... Bir hastanede kadavrayım hiç ölmedim. Bir dünya varsa ve ben orada yoksam ben neredeyim? Geriye bakınca insan hep istemediğini hatırlar, kendi çapında ders çıkarmaya çalışır. Ama biz o dersleri o zaman veremedik kabul et. Kimse bize yardım etmedi, kimse bize bunların kolaylığı hakkında fikir vermedi. Kimsenin aşamadığı bir şeyi biz nasıl aşacaktık. Ümitsizliğe kapılmaya gerek yok, şu ana kadar bastığımız ziller sadece o kapıyı açtırmadı, ev hala duruyor.. Ben sevmeyi bir türlü sevemiyorum. Benim boşluğum da bu sanırım. Şu an çok üzülüyorum neden biliyor musun? Belki son saniyede atağa kalkıcam ama ayağım takılacak, fark daha da açılacak. Sen bana şunu söyle en önce; beni sevmen için ne yapabilirim? Post-modern şekilde sana iltifat mı edeyim? Boşversene ...

Yorumlar hakkında bilgilendirme..

Bu blogu 15 Kasım 2015 de açtım. Hiç kimse için hiç bir şey paylaşmadım. Hiç kimseden de yorum, olumlu/olumsuz eleştri beklemedim. Hatta böyle kaygılarım olmadığı için de anonim yorumu açık bıraktım. Yani isteyen istediği şeyi yazabiliyor. Lakin son günlerde, son yazıma birden fazla yorum geldi ama bunun öncesinde temmuzdan beri ilk kez attığım yazıya "ben okuyorum" yorumu herşeyi başlattı diyebilirim. Çok hoşuma giden çok beğendiğim bu yorum, aslında o kadar büyütülecek bir şey değildi ama insan tabi ki ara verip dönünce hala başkalarının onun yazdıklarını takip edebilmesine hayran kalıyor. Sonraki yazıda biraz şımardım. Dedim ki hani başka bişi daha yaz buralardaysan sevineyim yine. Sonra işte bu son yazıyı attım. Bir yorum geldi işte duygularımla oynamış yorum geliyor diye sık yazı atıyormuşum vs. Hiç kimseye hiç bir şey kanıtlama zorunluluğum yok. Yapan kişi veya kişiler çünkü 3 farklı uslüp gördüm şu ana kadar, aynı şekilde tek kişi de yapabilir bu yorumları neyse, bir...