Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ufak bir uğrama

     merhaba. beni beklemiyordunuz değil mi? açıkçası ben de kendimi beklemiyordum. hem de bu halde, hem de bu şekilde. açıkçası şaşkınım da, çünkü geldiğim noktanın iyi mi kötü mü olduğunu bilemeyecek haldeyim. aslında işin esprisi de, "kötü" olarak çizdiğim yolun artık bir belirsizleşme noktasında olduğu gerçeği. sahiden böyle midir? tüm umutların sona erdiği bir noktada, yeni kapılar mı açılır? aslına bakarsan bir gıdım ilerleyememişsindir. yani ilerlediğini düşünmemişsindir. lakin yine de bir başka bakış anında ise kendini ilerlemiş görürsün.      bitmiş tükenmiş bunca şeyin, birden bire aslında "devam edilebilir" olduğunu öğrenmek çok garip bir his. hala kilometrelerce yolum var biliyorum. hatta bu ölçü birimi bence "güneş yılı" olarak bile revize edilebilir. ama ilerliyorum çocuklar. hem de fıtı fıtı ilerliyorum. bazı yerlerde ilerlemem üzüntüyle karşılanacak olsa bile, belki bir çok doğruya göre yanlış olsa bile ilerliyorum. gıdım gıdım bir ilerleme...
En son yayınlar

başaramadım

başlık aslında bütün anlatacaklarımı özetliyor. gerisi zaten işin süslemesi. çok basit işte başaramadım...  sebepleri var mı? yüzlerce hem de. ama işin sonunda kimse sebeplerine bakmaz sonucuna bakar. işte benimkisi de o hesap. ben batık bir gemiden fazlası değilim. çabaladım mı? bence çabaladım ama olmadı işte. boyumu aşan borçlarım, bir çok insanın gözünde paramparça olmuş güvenilirliğim ve ileriye dönük hiç bir ümidim olmamasıyla birlikte işte son virajı da aldık.  başaramamakla kalsam iyiydi. elimdeki her şeyi de kaybettim. tutunacak umut edecek, uğruna herhangi bir şey yapacak olayım kalmadı. nasıl geldik bu noktaya? kendi hatalarım sebebiyle tabii ki. en dipteyim arkadaşlar bundan ötesi yok. ne sevdiğim, ne ailem ne de arkadaşlarım... kimsem kalmadı.  en kötüsü de sevdiğim insanı  kaybettim. her gece, her saniye aklımdan çıkmıyor bu. para pul dünyevi şeyler... bunlar bir şekilde yerine konur da. işte onu kaybetmek çok başkaydı. geri kazanabilmek için ne yapacağ...

bedelini ödedim

 işte yine been işte yine bir yazı..... mer mer mer merhaba... uzun süredir uyumak için kıvrandığım sırada, bir türlü uyuyamamam üzerine kafamdan geçenlerin artık bir şekilde buraya dökülmesi gerektiğine karar verdim. yataktan kalkmadan önce kafamın içinde milyonlarca ışık yılı misali dönen şeylerin hepsi buray aktarılacak mı bu da ayrı bir merak konusu. ama beni biraz tanıyorsanız bunun olmayacağını biliyorsunuzdur.  dostlar... çok yoruldum ya gerçekten bak acayip yoruldum. üstelik bu yorgunluk boş oturmaktan geliyor. hatalar silsilesi öyle bir noktaya getirdi ki hayatımı. hani ufak ufak umutlar tükenir ya o noktaya gelmek üzereyim. bu kadar potansiyelli bir insan nasıl olur da hiçbir şey başaramaz aklım almıyor. elimi neye atsam kuruyor mantığı oluşmaya başladı. bilemiyorum daha ne kadar dayanacağımıı ama ne yüzümde o eski gülüş kaldı ne o heyecan. uyku bile uyuyamuyorum artık. asla rahat değilim vs. vs. uzar gider. buraya sadece neden kötü durumda olduğumu yazsam paragrafla...

bu seferlik başlık bulamadım sorun olur mu?

herkese merhabalar. uzun zamandır aranızda yoktum. aslında bakarsanız, diğer aranızda olmadığım zamanlara göre o kadar da uzun bir zaman olmamış. harbiden 3 ay falan olmuş ciddi miyim ben? bu kadar kısa sürede bir yazı atabileceğimi hiç düşünmemiştim. elbette anın büyüsünü bozmuyoruz ve yazımıza devam ediyoruz. bendeki esas sorun ne biliyor musunuz? kafamda şu canlanmıyor; "ya şununla ilgili yazıyım.." ya da " ya bununla ilgili yazıyım..". esasen yazıcak bir şeyim olmadığı için yazamıyorum bence. sahiden bu kadar zaman ne yazmışım ben? ne yazdığımı da çok iyi biliyorum aslında keh keh keh... bir insanın hayatta alabileceği en büyük zevk, odasında sigara içmek olabilir ni bu arada? gerçekten o haldeyim. yani ne vizyon kaldı, ne misyon kaldı, ne de bir standart kaldı. artık bunlardan mutlu oluyorum.. ve kısa sürecek mutluluklar. bir kaç gün sonra bu da elimden alınacak galiba. bu blog bana sadece eskiyi hatırlatıyor. oturup yeni blog açsam da bu kadar yazı atmam gibi....

boşuna uğraşma o kadar uzaktan görünebilecek kadar "yüksek" değilim.

 merhaba merhaba merhaba bu sabah eskiye bir nostalji yapayım dedim. biraz da uyumamak için (uyku düzenini düzeltme amacı) dedim bir yazı yazayım bayadır aranızda yoktum. kaybolmuş umutlarımı, saçıldıkları yerden toparlamakla meşguldum... nasılsınız bakalım?  ben iyiyim. çok şey değişti biliyor musunuz? yani baya bir şey değişti. amaçlarım, fikirlerim, hayatım, takıntılarım.... bir şeyleri aşmak ne kadar zormuş aslında. ben aşarken inanılmaz zorlandım ancak aştım.  geriye dönüp baktığımda ne kadar boşmuş aslında demiyorum elbette. baya da geçerli sebeplerim varmış takıntılar için. ancak şu an geldiğim noktada çok da önemi yokmuş. hayat geçiyor, seneler ilerliyor bilirsiniz.  lise yıllarımda kaan boşnak şarkı sözleri ile o dönem hoşlandığım kızla twitleşmelerimiz geldi aklıma. ben bir söz yazardım, o bir söz yazardı. ancak gizli bir anlaşmamız var gibiydi. iki taraf da o sözü gerçekten şarkıyı sevdiğimiz için mi yoksa birbirimiz için mi attığımızı bilmezdik. çok uzun ...

son gece

-   uzun bir aradan sonra merhaba. bu gece bu şehirdeki son gecem... bugün biraz ciddi olacağım. bugün her şeyi en başından anlatacağım. bu şehirde başımdan ne geçtiyse hepsini teker teker anlatacağım.  - - 2015 yılındayız. annemi yeni kaybetmiştim. ygs'ye nasıl girdiğimi bile bilmiyorum. şok etkisinde bir sınavdı ve başarısız olmuştum. kafamda az biraz seneye tekrar hazırlanırım düşüncesi vardı. daha sonra o ünlem beynimde şak diye çaktı. babam rahat durmayacak büyük ihtimalle evlenecekti. henüz daha annemi yeni kaybeden ben, başka bir kadınla düzeni içime sindiremedim. ne yapıp ne edip, bir üniversite kazanıp gitmeliydim. öyle de oldu. lys için biraz vites yükseltmiştim. her ne kadar hoşuma gitmese de, kendince sebepleri olan babam ne abimi ne de beni dershaneye hiç göndermemişti. o yaz çalıştığım yerin patronu özgür abi beni gerçekten beğenmiş ya da ne bileyim takdir etmiş. beni dershaneye göndermek istedi. sanırım biraz annemin hasta olması da bunda etkili olmuştur. ...

nerde kaldım yav

mer mer mer mer mer haaabaaaaa sevgili okuyucularım. aksiyon filmlerinin aranan ismi, dünyanın en mükemmel insanı ben yine geri döndüm. son yazımda daha yakında yazı atacağım demişim, ve olan şey, daha da uzun süre yazı atmamam olunca bir kahkaha tutuyor ki beni sormayın... hemencecik şarkımızla başlayalım. florence hanım tak diye ocak ayında bir tekli fırlattı ortaya. inanılmaz şaşırdım tabi lakin çok çok sevdim muazzam bir şeysin sen florence hanım. neyse ultra merak ediyorsunuzdur hayatımın nasıl gittiğini.. keza ben de size bahsedeyim, mesela ilişkim çok çok çok çok iyi gidiyor. 11.aya gireceğiz kısa zaman sonra. şaka maka bağladı beni kızcağız kopamıyoruz xd. ama halimden çok mutluyum. gerçekten mükemmel ve istediğim yeterlilikleri sağlayabilecek bir insan. bu konu açısında çok mutluyum. onun dışında biraz daha kilo aldım.. yani mutluluktan değil bu sefer. gerçekten gidiciydim arkideşler. bir hasta olmuşum, bir türlü toparlanamadım gitgide şiştim olduğum yerde.bu b...