son günlerde, hatta haftalarda, ya da abartırsak aylarda düşündüğüm konulardan en önemlisi kesinlikle mevcut durumlar. şöyle açıklamak gerekirse, yaşadıklarımız olsun ne bileyim geldiğmiz noktalar olsun bunların hep bir sebepleri var gibi geliyor. öncesinde yaşanan şeyleri de domino taşlarına benzetiyorum. minik bir hamleyle en başındakini devirdiğimizde sırayla her bir düşen taşın sonucunda işte mevcut durumumıza gelmiş oluyoruz. üstelik şu an yaşanan şeylerin de bir domino taşı olduğunu ve devrildiğinde bir sonraki bölümün açılacağını düşünüyorum. buna kader de diyebiliriz, ya da yazgı. peki kader değiştirilebilir miydi? eski domino taşlarındaki eylemlerimiz farklı olabilir miydi? bazı hataları bilerek yapıyoruzdur kesinlikle, ancak belki de o an için bize hataymış gibi hissettirmiyor olabilir. bugün, şöyle bir geriye baktığımda zibilyon tane "keşke" sıralamayı biliyorum. bunu şu anki aklımla yapmak neticede biraz uyanıklıkmış gibi geliyor. benim çok güzel günlerim oldu...
2024 yılı, hayatımın belki de en uzun yılıydı. her gün bir haftaya, her ay bir mevsime yayıldı gibi hissediyorum. zaman, çok garip bir dost oldu bana; hep yanımdaydı ama hep suskundu, neyin geçip neyin kalacağına dair bir şey söylemedi. en çok popüler olay elbette, altı yıllık ilişkimin sonlanmasıydı. yıllarca inşa ettiğim bir şehir, bir gecede yıkıldı. harabeler arasında dolaşıp tanıdık eşyalara tutunmaya çalıştım ama nafile. kaybettiklerimi geri getirmek için bir şey bile yapacak durumda değildim, şehrin daha da çökmesine neden oldu. o kendi hayatına gitmişti ve ben kendi yıkıntılarımın arasında yapayalnız kalmıştım. onun için de çok zor şeyler oldu, bu hikayenin mağdurundan çok suçlusuydum biliyorum ama günün sonunda ben de rezalet bir halde kalakaldım. yalnızlık, bir oda arkadaşı gibi hayatıma yerleşti. sabah uyandığımda kahvemi alırken yanımdaydı, akşam yatarken yine oradaydı. ama asla dost olmadık; o he...