Ana içeriğe atla

Kayıtlar

bedelini ödedim

 işte yine been işte yine bir yazı..... mer mer mer merhaba... uzun süredir uyumak için kıvrandığım sırada, bir türlü uyuyamamam üzerine kafamdan geçenlerin artık bir şekilde buraya dökülmesi gerektiğine karar verdim. yataktan kalkmadan önce kafamın içinde milyonlarca ışık yılı misali dönen şeylerin hepsi buray aktarılacak mı bu da ayrı bir merak konusu. ama beni biraz tanıyorsanız bunun olmayacağını biliyorsunuzdur.  dostlar... çok yoruldum ya gerçekten bak acayip yoruldum. üstelik bu yorgunluk boş oturmaktan geliyor. hatalar silsilesi öyle bir noktaya getirdi ki hayatımı. hani ufak ufak umutlar tükenir ya o noktaya gelmek üzereyim. bu kadar potansiyelli bir insan nasıl olur da hiçbir şey başaramaz aklım almıyor. elimi neye atsam kuruyor mantığı oluşmaya başladı. bilemiyorum daha ne kadar dayanacağımıı ama ne yüzümde o eski gülüş kaldı ne o heyecan. uyku bile uyuyamuyorum artık. asla rahat değilim vs. vs. uzar gider. buraya sadece neden kötü durumda olduğumu yazsam paragraflar ile dan
En son yayınlar

bu seferlik başlık bulamadım sorun olur mu?

herkese merhabalar. uzun zamandır aranızda yoktum. aslında bakarsanız, diğer aranızda olmadığım zamanlara göre o kadar da uzun bir zaman olmamış. harbiden 3 ay falan olmuş ciddi miyim ben? bu kadar kısa sürede bir yazı atabileceğimi hiç düşünmemiştim. elbette anın büyüsünü bozmuyoruz ve yazımıza devam ediyoruz. bendeki esas sorun ne biliyor musunuz? kafamda şu canlanmıyor; "ya şununla ilgili yazıyım.." ya da " ya bununla ilgili yazıyım..". esasen yazıcak bir şeyim olmadığı için yazamıyorum bence. sahiden bu kadar zaman ne yazmışım ben? ne yazdığımı da çok iyi biliyorum aslında keh keh keh... bir insanın hayatta alabileceği en büyük zevk, odasında sigara içmek olabilir ni bu arada? gerçekten o haldeyim. yani ne vizyon kaldı, ne misyon kaldı, ne de bir standart kaldı. artık bunlardan mutlu oluyorum.. ve kısa sürecek mutluluklar. bir kaç gün sonra bu da elimden alınacak galiba. bu blog bana sadece eskiyi hatırlatıyor. oturup yeni blog açsam da bu kadar yazı atmam gibi.

boşuna uğraşma o kadar uzaktan görünebilecek kadar "yüksek" değilim.

 merhaba merhaba merhaba bu sabah eskiye bir nostalji yapayım dedim. biraz da uyumamak için (uyku düzenini düzeltme amacı) dedim bir yazı yazayım bayadır aranızda yoktum. kaybolmuş umutlarımı, saçıldıkları yerden toparlamakla meşguldum... nasılsınız bakalım?  ben iyiyim. çok şey değişti biliyor musunuz? yani baya bir şey değişti. amaçlarım, fikirlerim, hayatım, takıntılarım.... bir şeyleri aşmak ne kadar zormuş aslında. ben aşarken inanılmaz zorlandım ancak aştım.  geriye dönüp baktığımda ne kadar boşmuş aslında demiyorum elbette. baya da geçerli sebeplerim varmış takıntılar için. ancak şu an geldiğim noktada çok da önemi yokmuş. hayat geçiyor, seneler ilerliyor bilirsiniz.  lise yıllarımda kaan boşnak şarkı sözleri ile o dönem hoşlandığım kızla twitleşmelerimiz geldi aklıma. ben bir söz yazardım, o bir söz yazardı. ancak gizli bir anlaşmamız var gibiydi. iki taraf da o sözü gerçekten şarkıyı sevdiğimiz için mi yoksa birbirimiz için mi attığımızı bilmezdik. çok uzun zaman geçmiş. ne ka

son gece

-   uzun bir aradan sonra merhaba. bu gece bu şehirdeki son gecem... bugün biraz ciddi olacağım. bugün her şeyi en başından anlatacağım. bu şehirde başımdan ne geçtiyse hepsini teker teker anlatacağım.  - - 2015 yılındayız. annemi yeni kaybetmiştim. ygs'ye nasıl girdiğimi bile bilmiyorum. şok etkisinde bir sınavdı ve başarısız olmuştum. kafamda az biraz seneye tekrar hazırlanırım düşüncesi vardı. daha sonra o ünlem beynimde şak diye çaktı. babam rahat durmayacak büyük ihtimalle evlenecekti. henüz daha annemi yeni kaybeden ben, başka bir kadınla düzeni içime sindiremedim. ne yapıp ne edip, bir üniversite kazanıp gitmeliydim. öyle de oldu. lys için biraz vites yükseltmiştim. her ne kadar hoşuma gitmese de, kendince sebepleri olan babam ne abimi ne de beni dershaneye hiç göndermemişti. o yaz çalıştığım yerin patronu özgür abi beni gerçekten beğenmiş ya da ne bileyim takdir etmiş. beni dershaneye göndermek istedi. sanırım biraz annemin hasta olması da bunda etkili olmuştur. ancak

nerde kaldım yav

mer mer mer mer mer haaabaaaaa sevgili okuyucularım. aksiyon filmlerinin aranan ismi, dünyanın en mükemmel insanı ben yine geri döndüm. son yazımda daha yakında yazı atacağım demişim, ve olan şey, daha da uzun süre yazı atmamam olunca bir kahkaha tutuyor ki beni sormayın... hemencecik şarkımızla başlayalım. florence hanım tak diye ocak ayında bir tekli fırlattı ortaya. inanılmaz şaşırdım tabi lakin çok çok sevdim muazzam bir şeysin sen florence hanım. neyse ultra merak ediyorsunuzdur hayatımın nasıl gittiğini.. keza ben de size bahsedeyim, mesela ilişkim çok çok çok çok iyi gidiyor. 11.aya gireceğiz kısa zaman sonra. şaka maka bağladı beni kızcağız kopamıyoruz xd. ama halimden çok mutluyum. gerçekten mükemmel ve istediğim yeterlilikleri sağlayabilecek bir insan. bu konu açısında çok mutluyum. onun dışında biraz daha kilo aldım.. yani mutluluktan değil bu sefer. gerçekten gidiciydim arkideşler. bir hasta olmuşum, bir türlü toparlanamadım gitgide şiştim olduğum yerde.bu b

hala buradayım

merhaba arkadaşlar uzun zamandır aranızda değildim. evet kabul ediyorum kendimi ilişkinin muhteşemliğine kaptırıp artık dert yanmıyorum. hayatım iyi gidiyor bu sebeple bir şey yazmıyorum galiba. eskiden kötü şeyleri yazarak aşmaya çalışırdım. lakin sanırım blog benim keyfimden nasibini aldı. aslında her şey süper mükemmel değil ancak keyfim iyi yani. geceleri dertlenmiyorum. tabi siteyi çok boşladığımı düşünüp bir yazı kaleme almak istedim. kesin muhteşem bir şey olur ve tarihe geçer bu yazı dimi. zaten okunmam düşmüş baya. yine depresif mi olsam napsam. ilginç şeylerin gözdesi muazzam bloguma uzun zaman sonra merhaba. aslında yazacak şey vardı da..yediremedim yazmayı. çocukluk kahramanım fernando alonso emekli oldu. her pazar onun için yarışları izleyip, onun son zamanlardaki başarısızlıklarına o kadar alışmışım ki, gitmesi bir boşluk yarattı bende. en çok üzüldüğüm olay buydu sanırım son zamanlarda.  ilişkim harika gidiyor. aslında bu zamana kadar çoktan bıkarım veya soğurum

bayadır yoktum..

merhaba arkadaşlar... uzun uzun uzun süre sonra karşınızdayım. gerçekten bu bloga bu kadar uzun ara verdiğimi hatırlamıyorum... 10 hazirandan beri herhangi bir yazıyla gelmemişim.. tamı tamına 3 buçuk ay olmuş. normalde bu kadar uzun süre yazmadığımı hatırlamıyorum. sanırım hayat bazı şeyleri aniden yaptırıyor. öncelikle gerçekten çok mutluyum. hayatımda bu kadar mutlu olduğum başka bir dönem olduğunu kesik kesik hatırlarım. gerçekten harika bir ilişkim var. bazı konularda fikir uyuşmazlıklarına düştüğümüz olsa da bunların zamanla aşılabileceğini düşünerek şimdilik hiç bir sorun görmüyor ve gelecek hakkında iyimser davranıyorum. umarım hayatın verdikleri ve aldıkları altında o eski uçurum olmaz. neyse anlatmaya nereden başlayayım.. evet yazın ilk bittiği dönemler. onunla tanıştığımda demeyeceğim çünkü aslında uzun zamandır tanıyordum. aklıma onunla bir ilişki yaşayabileceğim düşüncesinin geldiği ilk anı şöyle tarif edeyim. aslında arkadaşçaydı her şey. yani eski tecrübelerim ve hay