Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YENİ YIL, YENİ HAYALLER, YENİ HEZİMETLER VE DEĞİŞMEYEN BEN

Hoşçakal 2016... Benim için 365 gün hiç bir şey ifade etmez. 365 tane pişmanlık gibi. 365 tane yıkım gibi. Peki bu sene neler oldu hayatımda? Üniversiteye alıştım. Kilolarım çoğaldı. Kendimi daha çok sevdim. Yeni insanlar tanıdım. Yeni insanlardan nefret ettim. Sevdim... Ne kadar da basit ve doğal geliyor değil mi? Sevdim ben bu sene. Hiç beklemediğim bir anda, hiç beklemediğim şekilde sevdim. En son bir Nisan ayında yaşadığım hisleri yaşadım. En son ilk kez buluştuğumda kalbimi titren kızdan sonra yaşadım. Onu unutamam sandım. Bir şekilde karşıma çkltı sonra. Sahi en son lisedeydim kalbim en son titrediğinde... Sadece bir kez karşıma çıktı ve ben kafaya koymuştum. Sonrası ne mi oldu? Tabii ki hezimet. Sonra işte, bir üniversite sınıfında karşıma çıktı. Belki aynı bakış değildi, belki aynı gülüş değildi. Belki aynı kişi de değildi. Sevmiştim ama, ilk görüşte veya ikinci görüşte. Sevmiştim ben... Karşısına çıkıp konuşamayacak kadar sevmiştim. Onun yanında dilimi yutacak ka

ORTAM BİRAZ DEPRESİF

Merhaba arkadaşlar. Ben hayattan tek beklentisi erkeklerin kendisine aşk itiraf etmesi olan kızın eski yakın arkadaşı. Nasılsınız bakalım? Ben kötüyüm ya, final haftası da geldi. Ders falan çalışmalıyım ama kafamda 1 top A4 kağıdını yutup intihar etme fikri de var. Biraz zor gözükse de, alttan ders bırakmazsam güzel olucak. Hayata karşı olan bakışımı yine hiç bir şey değiştiremedi. Artık ben hayata farklı bakmaya çalışıyorum. Eskiden az nefret ederim, şimdi daha çok nefret ediyorum. Bu olay bana Brei Larson'un Room filmindeki oyunculuğunu hatırlatıyor. Yaşadığım şehirden uzaklaşma fikrini çok güzel yaşarken yakında bundan uzaklaşmak zorunda kalacağım. Yani bildiniz izmit yolu yakında gözüküyor. Yine en sevmediğim hayatı yaşamak üzereyim. Böyle durumlarda nefes almamak istiyorum. Bugün senden bahsetmicem boşuna heveslenme. Yakında eski bir arkadaşım ile buzları eritebilirim. Baya kırgınım ama yine de bazı insanlar sizi üzer, çevrenizdekilere üzdürmez. O da öyle biri olduğu

biraz da hayata bakış.../// anlatı

Evet arkadaşlar bugün sizlere hayatla alakalı izlenimlerimi anlatacağım. Yani kendi düşündüklerimi falan. Zaten anlamsız bir blogda gereksiz şeyler oluyorsunuz. Bu da gereksiz ötesi bir şey. Kemerlerinizi bağlayın ve astronot kıyafetlerinizi giyin bu yazıdan sonra bambaşka bir insan olabilirsiniz.. Şaka şaka bir bok olmicak, sadece öyle boş boş yazıcam İlk olarak hayatta hiç haz almadığım insan tiplerinden girelim. Hayatta hiç haz almadoğım bir çok insan tipi var. Mesela whatsapp odaklı, numaranızı silen, sizi engelleyen, mesajınıza cevap vermeyen, görüldü bırakan insan tipleri. Bunlar her ne yaşanmış olursa olsun tehlikeli sınıftadır. Çünkü ben böyle şeyler yapmam, ya da arada yaparım ama yapanı sevmem. Mesela bir tane kız dün bir espri yaptım diye triplere girip numaramı kaldırmış rehberinden ben de direk fark ettim ve hayatımdan çıkardım. Lütfen böyle olmayın, eski çağda yaşamıyoruz insanlar konuşarak her şeyi çözebilir. Kızgınlıkları konuşmalar önler.. Mesela bir film hakkında

YARDIM ETMEYİN ÇÜNKÜ ÇOK ZOR

Hello everybody, I am friend of the most feminist girl in class. But she don't know feminsm's mean.. How is going? I want to die every seconds.. Nasıl yeni girişimi beğendiniz mi? Blogu dağa evrensel yapmaya karar verdim. Şaka şaka başlıyoruz... Merhaba arkadaşlar. Ben kendisinden not istenildi diye karşısındakine hakaret derecesi olumsuz eleştiri yapan kızın sınıf arkadaşı. Nasılsınız bakalım? Ben gayet iyiyim. Bugün daha az ölmek istiyorum. Ama rahatsız olduğum konular var. Kendi kendime konuşmak yerine onları buraya yazarak kalp atışlarımı dengeye sokmak ve kalp krizinden kurtulmak istiyorum. Galiba en sonunda Jennifer Lawrence'in Joy filmindeki haline döneceğim. Öncelikle, canım çok sıkılıyor. Yani insanları sadece eğlendirmekten sıkıldım. Hiç kimse "bu herif ne hissediyor, neden mutsuz?" diye düşünmüyor. Sadece espri bekliyorlar, onları güldürmem ile ilgileniyorlar. Bu bana, hiç bir şeyi hatırlamıyor. Olsun kimseyi tersleyecek kadar egolu değilim. Ş

ÇEŞİTLİ SİNYALLER ALDIK EFENDİM

Merhaba arkadaşlar. Ben yurtta her gece pişti ile başlayıp, poker ustasına dönen kızın yakın arkadaşı. Nasılsınız bakalım? Ben hala nargile içiyorum. Varoluşsal problemlerimi bir kağıda koyup rastgele çektim. Çıkan kağıdı da yırtıp attım okumadan. Anlayacağınız delirmenin en belirgin aşamasındayım. Tüm gün Daniel Radcliffe filmleri izleyip hayatı sorguluyorum. Bu aralar keyfim yerinde. Kalbim ve beynimdeki problemleri unutturcak arkadaşlar edindim. Anlattığım şeylere saygı duyulmaya başlandı. Genelde arkadaşlarım filmin ilk yarısını izleyip çıktıkları için bu bana kaos gibi geliyor. Kendi değerimin farkına varma ihtimalinden ziyade acaba ne zaman hayatıma son vereceğim kaygısı belirgin. Final haftası gelip odamdaki çekyata kadar oturdu. Çalışsam da didinsem de, kararsız kaldığım çok şey var. Öncelikle vizelerde dünyaları yazıp düşük almam ile iki cümle yazıp yüksek aldığım durumlar. Bu tip olaylar zaten epey yol almış özgüvenimi daha da uzak ülkelere götürüyor. Üstelik bana vize

sebesizdi ama bir o kadar güzeldi /// şiir

bakış açısını değiştirmek gerekir aniden olacak iş değildir bir gün sevgi kazanacak umut varsa gerisi değersizdir sorsalar ona sadece bakardı aslında verecek cevabı da vardı tercihini susmaktan yana kullandı sebepsizdi ama bir o kadar güzeldi karşısına kim ne zaman çıktı bilmiyorum umrumda da değil diyemiyorum hep bir muallak halleri içten içte sadece bekliyorum sonrası malum diyip geçerdi tek bir ayak iziyle kendini bilirdi bu ne yas yahu kendine gel artık farkındayım, sebepsizdi ama bir o kadar da güzeldi..

birazcık edebiyat /// anlatı

Siz hiç her görüşte birine tekrar aşık oldunuz mu? Hani bir terim vardır; "ilk görüşte aşk" diye. Benimkisi daha çok; "her görüşte aşk" olmuş durumda. Onun sadece var olması bile yaşamak için sebep gibi gelmekte. Gerçekliğini sorgulamak pek aklıma gelmemişti aslında, evet o var olmuştu ve karşıma çıkmıştı. Hayatımın boşluk geçen kısmından sonra yeni bir umut olmuştu. Düşünün bir insanın, sizinle konuşmadan, bakışmadan, elinizi tutmadan, yanınızda gülümsemeden size huzur verdiğini. Bir de bunlar olsa neler olacağını.. Kimi şanslı kişiler böyle şeyler yaşadıklarında bunları görürler. Hayatları değişir, ömürleri uzar. Ben ise buzdağının ggörünmeyen tarafında, bunları yaşamamakta ve ihtimalinin bile bu kadar düşük olduğunda sadece kenarda beklemekteyim. Rüyalarımde bile mutlu olamadığım birisi ile sadece masallarda yaşamak... Sanki ben masumum da o kendiliğinden değişmiş gibi...

İŞARET DİLİYLE SELAMLAŞMA

Merhaba arkadaşlar...ben mağazada karşılaştığı sevdiği kızdan, bir an önce koşarak kaçmak isteyen genç delikanlı... Nasılsınız bakalım? Ben yorgunum ya, hem hayattan hem aşktan, hem de beni yoran bütün imgelerden. Her sabah uyanıp kendimi, Budapeşte Otel'indeki Adrien Brody olarak hissediyorum. Sanki kötü bir karakterim ama rol bana yakışmıyor. Keşke diyorum, bak bunu çok sık diyorum son zamanlarda. Aklı başında birisi bunu demez. Hiç bir insanın bana değer vermediği kaygısı sürekli içime işliyor. Herkes dönemlik iyi davranıyor zaten birbirine, bir gün benden de sıkılacaklarında verecekleri tepkileri de ezbere biliyorum. Belki biraz dünyanın sahteliği, biraz da benim hayal kırıklıklarım oluşturuyor bu durumu. Herkes, her şey neden bir insana boş gelir ki? Neden gerçek arkadaşlığa inanamaz birisi? Bunların cevapları kesinlikle bende değil. Kendi kendime işaret diliyle konuşup intihar etmek istiyorum. Tüm bu garipliklerin yanında, kendimi eve kapatıp bir daha asla çıkmak istemi

EN SONUNDA SÖNDÜ KALDI HAYALLER

Merhaba arkadaşlar, ben beleş otobüs kartı olduğu için özellikle öğrencilerin ders saatinde ortaya çıkan, ve yer işgal ederek bazı öğrencileri dersten eden, maksadı sadece gezmek olan 65 yaş üstü insanın torununun arkadaşıyım. Nasılsınız bakalım? Ben gayet kötüyüm, yine ummadığım itirafları ummadığım kişilere yaptım. Bazen diyorum ki, acaba cümlelerim fazla mı normal bu hayat için. Hani yeni bir ürün alırsınız da, o ürünü böyle şeffaf bişi ile kaplarlar da, siz onu açınca mutlu hissedersiniz ya. İşte o şeffaf şey benim. Mutlu ediyorum ama mutlu olamıyorum, sonum hep aynı yerde bitiyor. Açıkçası bu durum ne kadar rahatsız etse de olmak istediğim yerde olmadığımdan bu konu hakkında sadece tebessüm ediyorum. Açıkçası seninle olan iletişmimiz ne kadar harika bazen onu düşünüyorum. Bir gün whatsapp durumlarımız aynı oluyoruz, bir gün de hayatta istediklerimiz farklı oluyor. Senin şu an hissettiğin mutluluk, benim hissettiğim hüzünle birleşince ortaya, Yeşil Yol filmindeki fareli adam çı

neşeli değildik, öyle sandık. /// şiir

ve birazcık umut denizinde kayboldum üstüme gelen başarısızlıklara kaydoldum rengini nerden aldığı bilinmeyen ben yağmurdan sonra bataklığa hapsoldum sonra sen çıktın, ani ve feciydin tüm aklımı ele geçirdin belki ben de biraz abartıyorum birazcık dereceyi yükseltsem erirdin ben çoktan bıraktım, çünkü olmazdık hata ikimiz de değil, anlaşamazdık bakma çoğul konuştuğuma neşeli değildik, öyle sandık

SANKİ HER ŞEYİN SUÇLUSU BU BÜNYE

Merhaba arkadaşlar, ben her gün saçını yapıp, kızların yanından ayrılmayan ama erkeklerle iletişmi zayıf olan delikanlı çocuğun otobüste yanında oturan insan. Nasılsınız bakalım. Ben bunalım şovdan çıktım. Yine de eksik bir şeyler var. Bugün 14 günlük kabustan uyanmasan da okula gittim. Hiç bir şey değişmemişti, hiç bir insan beni sormamıştı ve durumlar beni hiç strese sokmamıştı. Acaba değişmeler mi yaşıyorum. Seni 14 gün önce her gördüğümde hayal kurardım. Yani en azından umutla, canla, başla. Bugün ise benim için hayal kırıklığıydın. Başkasını seçmiş ve rahattın. Senin bana bakman bir anlam ifade etmedi anlayacağın. Sıkma ama canını, kendim için değil toplum için konuşuyorum. Hayal kurmak işe yaramıyor. Bu kadar üzüntüden, tabi ki harika anlamlar çıkartmayacağım. İyisi mi Hero klibini bir kez daha izleyeyim. Sevgiler

KIRMIZI YANDI, FRENE BAS

Merhaba arkadaşlar, ben hayatta hiç bir fonksiyonu yok iken önemli hisseden anonim chat sitelerindeki havalı kızın ilkokul arkadaşı. Nasılsınız bakalım. Ben biraz nötrüm ya. Depresyonum geçmek üzere gibi oluyor bazen. Sonra bir twit görüyorum ki bu aralar çok twit görüyorum. Yine depresyonum azıyor. Tarif etmesi çok zor ama Forrest Gump filmindeki Bubba gibiyim. Hayallerim var ama çok kısıtlı. Aslında her normal insan gibi hayatıma devam etmeli ve bundan da ders çıkarmalıyım. Lakin bir şeyler eksik gibi ha? Mesela seni üzen şeylerin aslında seninle olması. Yani siz hiç sizi üzüyor diye kalbinizi söküp attınız mı? Uzun bir akşam yürüyüşünden geliyorum. Son zamanlarda bunu alışkanlık haline getirdim. Yürümeden duramıyorum. Yani istediğim bir geri dönüş aslında. En azından daha önce de bahsettiğim gibi, "benim neyim eksik" diyebilmek. Bu uğurda canla başla olmasa da en azından şevk ile çalışıyorum. Hero klibinin finalindeki gibi olmasa da hayat gerçekten çok zor. Şu günl

İTALYAN MİMARİSİNDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

Merhaba arkadaşlar...ben 6 yaşındaki oğulları her ne kadar çirkin,şımarık ve sevimsiz olsa da doğum günü için facebook'a "canım oğlumuz, aslanımızzz" tarzı post atan ebeveynlerin aile dostu. Nasılsınız bakalım? Depresyonuma devam etmekle birlikte hayatım için aldığım kararları uygulamaya da devam ediyorum. Mesela sigarayı bırakarak harika bir adım attım. 870 kiloluk bedenimi akşam yürüyüşkeri ve egzersizler ile de inceltmeye çalışıyorum. Hepsinin ana nedeni, bir sonraki sefer; "ulan benim neyim eksik bu heriften" diyebilmek için. Hani biraz içimde kaldıda... Okula falan gitmiyorum. Çünkü okul çok karmaşık bir yer. Bazı insanlarla göz göze gelebilir ve kendinizi kaybedebilirsiniz. Bozuk para gibi düşünmeyin. Yere baka baka kendinizi bulamazsınız. O sebepten de olsa gerek kendimi eve bağlayıp gece 1-2 gibi yürüyüşe çıkıyorum. Çünkü sessizliktir esas seni mutlu eden. Kavram kargaşamdaki estetik adımlar sonrası kurulan kermeste bolca özgüven satmak istiyorum kır

MİKRODALGA HAYAL KIRIKLIĞI

Merhaba arkadaşlar, ben sabah 8 dersi için uyanan ama daha sonra pişman olan, üniversite çılgını genç adam. Nasılsınız diye sormuyorum. Ben bugün daha çok sevdiği kişileri asla elde edememiş, onları hep hayallerinde yaşatan insanlarla bir araya gelmek istiyorum. Ancak siz bu özelliklere sahip değilseniz ve hayatınızı mahvedecek keyifli bir macera arıyorsanız bana katılın ve ağır dram filminin beraber inceleyelim. Herkesin kaybettiği şeyler olur, bazen cüzdan kaybederiz, bazen arabanın anahtarı kaybolur,  bazen yüklü mikar paranızı kaybolur, bazen de arkadaşlarınız kaybolur. Ben size aslında elde edemediğiniz için kaybetmediğiniz kızdan bahsedicem. Aslında cinsiyetçi yaklaşım olmasın karşı cins diyelim. Birinden çok hoşlanırsınız, birini seversiniz, ya da benim gibi birine kendinizi feda etmeye hazır olursunuz. Onu sürekli düşündüğünüz halde onunla hiç konuşmaz, mesajlaşmaz ve kalp kırıklığı buhranında kaybolursunuz. Aslında adım atsanız yüzde 1 olan olayı, susarak yüzde 0'a s