Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kimsiniz ve ne iş yapıyorsunuz..

Görmem gereken her şeyi gördüğüme göre rahat ölebilirim düşüncesi ile kavrulan nesle selam olsun. 4 günlük bir adü tatilinin ilk gününden herkese merhabalar. Gece erken yatmama karşın epey geç uyanmam aşırı derecede şaşırttı beni.. Uzun süredir şarkı paylaşmıyordum hatamı maruz görün affedin. Eveeet pazartesi spor adındaki şeye başlıyorum. Eğlence dolu gözükse de bakalım ne kadar işe yarayacak ve şişko profil ne kadar düzelecek. Tabii ki yorulacağım için şimdiden telaşlıyım. Epey de tercihe bağlı bir telaş ama risk alamazsanız hayatınız zor geçer. 7 Şubata da az kaldı hakkımızda önemlisi ^^ Ayrıca gereksiz insanları hayatımdan çıkarttım modlarına girmeden önceki son duraktayım bakalım inecek miyim yoksa şoför beni kandıracak mı Sevgilerle

Elbette uykumuz geliyor bazı salı akşamları..

Keyif alınan her gece gibi salı akşamları da ilgi ve sevgi ister. Özellikle benim gibi 8 saat dersi çarşamba olan üniversiteliler için bambaşka duygulardır. Nedense herkes tatildeyken Adü'nün bu kadar özverili olması şaşırtmıyor değil. Nedense tüm tahminlerimin, itina ile doğru çıkması ne kadar hoş bir olgu. Dışarıda binlerce insan bu özelliği isterdi eminim. Lakin benim de işime yaramıyor sadece kötü olayları tahmin ediyorum. Önlem de almıyorum telaşlanmayın. Size bu konuda ne düşünüğümü söylemek isterdim ama zaten tahmin etmişsindir. Neyse ki tüm zamanların şaşırtıcı idolü olma özelliğimi kaybetmemiş ve bu durumdan hoşnut kalmış bulunmaktayım. Büyük ihtimalle öleceğiz, o yüzden odaklanmamız lazım. Mesela bizi en çok üzen şey ne? Kalp kırıklıkları ? Sosyal yaşam ? Yoksa maddiyat mı? Benim şahsi görüşüm bizi en çok üzen şeyin kendimiz olduğudur ama bunu sempozyum eşliğinde tartışmayı da bir köşeye yazalım. Ayrıca yer çekimi de bizim tarafımızda. Sevgiler.

zira tüm hayaller şerit değiştirir /// şiir

göze hoş gelen mimari yapısıyla elinde tuttuğu tapusuyla gelmiş bir de laf yapıyor otobüste kaptırdığı bozuk parasıyla geçmişe sünger çekemezsin ilerisi bilemezsin zira tüm hayaller şerit değiştirir istersen ol padişah engelleyemezsin otostop çekmek değil yaşamak çözüm yolunu söyliyim realist yaklaşmak bir bakmışın zengin amca da geberir bize lazım olan koşulsuz kucaklaşmak..

İnanıyor musunuz bu şehir beni eritiyor..

Kocaeli adındaki intikam şehrinden bildiriyorum. Bu kış da kar gördük, bu kış da beyazlaştık. Gruptan çıkmayı garantilemesem bu şehirde geçireceğim muhtemel saniyeler hakkında ciddi bir derde tutuşurdum. Bu konuda ne düşündüğümü size söylemek isterdim ama zaten tahmin etmişsinizdir. Cuma akşamı dizinin en kötü bölümlerinden biri bitiyor. Yeni sezon çekimleri hakkında benim de kulağıma bir tüyo gelmedi. Oyuncu kadrosu da şimdilik aynı. Bir kaç ufak ayrılık var sadece. Olsun eldeki malzemeden de bahsedecek, hissedecek şeyler bulurum ben. Uzun bir süre gelmeyeceğim bu eve.. Kan bağımın bulunduğu bir kaç insanı uzun süre görememek demek bu. Dert ediyor muyum? Düzeyli olarak cevaplamak gerekirse; biraz... Keşfedilecek hazine sayısı kısıtlı o yüzden acele etmeliyiz. Öncelikle de ne tarafa düşeceğimize karar vermeliyiz.. Sevgilerle..

mikrodalga fırınla olan münasebetim /// şiir

kısmi yalnızlık kokar benim duruşum insanlığa armağan edemediğim buluşum azıcık ateşte bak nasıl da tutuştum? normalden daha kısa sürüyor buradaki duşum sebebiyeti mandal misali asıyorum kendimi kurur muyum acaba, bozmalı mıyım genetiği yine kaybettim bak flaş belleği durur muyum işaretledim makul seçeneği mikrodalga fırınla olan münasebetim zarar verecek gibi duruyor ey sevgilim tut elimden haydi gidelim ya da senin dediğin olsun, ben alışkınım yalnızlığa nitekim..

Hak ettiğim ölçü birimleri..

Gerçekten elinizden geleni yaparsınız bazen ama karşınızda bir nesne olarak "hiç' görürseniz batağın dibindesinizdir. Uzunla kısa arası bir aradan sonra merhaba. Özet olarak pek mutlu değilim. Hayal kırıklığı yaşıyorum. Hiç bulaşmamam gereken iletişmlere bulaştım. Sonuç ise tahmin ettiğiniz gibi hüsran oldu. Aslında yazının başında size tahmin argümanı vermiştim. Size bu konu hakkında ne düşündüğümü söylemek isterdim ama zaten tahmin etmişsinizdir. Her zaman hayatıma kurallar koyarım. Etki tepki meselesi gibi, karşı taraf ne yaparsa ona göre davranırım. Bu kurallar kalkarsa ya mesele ciddidir ya da kişi. Bu durumda ikinci seçenek ile alakalı ben biraz fazla aştom o kuralları. Beklentilerim ve Yaptıklarım arasında uçurum vardı. Burada altın madalyonu yaptıklarıma veriyorum. Lakin sanırım karşımda beni önemseme ihtimali olan birisi yokmuş. Bu kişiyi size daha önce tanıttım. İlk başta o sert yüzyüze tavrından arınmış birisi gibi geldi ama maske bu kadar çabuk çıkmamalıydı. Za

Doğum günü, doğum günü, doğum günü..

14 Ocak..geldik benim doğum günüme. Kaç yaşıma girdiğimi söyleyip size küstahlık edecek değilim. Yaşlanıyoruz kısaca. Akıp geçen zamana, tecrübelerime, hayatıma baktığımda her yıl bir şeyler ekleniyor. Bu yaşımda da hiç hoş olmayan şeyler eklendi. Mesela annemsiz ilk doğum günüm olacak. Geçen sene bu gün, annem yarım yamalak sesiyle doğum günümü kutlarken gözlerime dolan yaş bu sene olmayacak gibi. Lakin yine de burukluk var ne yapalım. İdeallerimi ve geçmişimi iyi şekilde muhafaza edebildim mi onca yıl bunu bilmiyorum. Her gün değişen fikirler, her gün olgunlaşan görüşler sabit mi kalacak yoksa seneye değişecek mi tahmin edemiyorum. Bildiğim tek şey, "Ben bir bireyim, mutlu olmayı elimden geldiğince deneyeceğim." Kim bilir bu son doğum günüm de olabilir. Hissettiğim son doğum günü de veya ötesi de. Bugüne kadar acısıyla tatlısıyla güzel bir ömür geçirdim. Bakalım ilerleyen zamanlar ne getirecek. Her şeye rağmen doğum günüm kutlu olsun blog :)

Bir şiir olarak kayboluşlar.. /// şiir

mevsimler kimin umrunda? diyemem her şey yolunda belki geri dönersin olur ya beni de delirttin sonunda yargılamam ben nesneyi toplanmadıkça imge konseyi her seferinde unutuyorsun bir şeyi ben kalmışım yalnız bedevi bir şiir olarak kayboluşlar ne kadar samimi bu yokuşlar bozulmamalı karar aldığımız duruşlar cebimdeki sen değil, kala kala kuruşlar..

Çoktandır yeni yıla girmemiştim..

2015...belki de acımasızlık sırasında en başa koyabileceğim bir yıl oldu. Her şeyimi evet her şeyimi aldı benden. Geri verdikleri neredeyse hiç olmadı.. Sene zaten mükemmel(!) başlamıştı somut olarak. Ekimden beri git gide düşüşe geçen annem... Her geçen gün onun o hasta yatağındaki umutsuz halini görmek.. 1 Ocak 2015 akşamı belki de bundan ibaretti. Evimiz sıcak, dışarısı soğuktu. Gelgelim biz ne üşüyor, ne de sıcaktan kavruluyorduk. Annemin elini tutmak, onun o hala bitmeyen yaşama sevincini paylaşmak yetiyordu. Bizimle konuşamaz hale gelmemişti ama yakındı bunu hissetmekle kalmıyor, tıbbı belgelerin varlığı ile emin oluyorduk ama yine de umut..hiç bitmemişti aslında. Onun gülmesi, bizi anlayabilmesi, onu eğlendirmek için çabamıza karşılık vermesi yetiyordu. Tabii ki bunlar sadece o güne ve o günler dilimine aitti. Şubat ayında gitgide tünelin ucunu görmeye başlamıştık. Konuşması azalıyor diye üzüldüğümüz annem, nefes almakta dahi zorluk çekiyordu. Derken gitgide ilerledi, ilerle