Ana içeriğe atla

Aşısı olmayan duygular döngüsü..

İkinci yazımla karşınızdayım. İlk yazımı 24 saat önce yazmış ve pek memnun kalmıştım. Şimdilerde ise kahvemle birlikte sigaramın tadını çıkartıyorum. Tabii bir de şu şarkı var.



Me And Earl And Dying Girl adındaki bir filmin en alıcı sahnesinde, arka planda olan müzik bu. Aslında çok şey  anlatıyor bana göre. Yani bana göre, merak etmeyin size "Şu şarkıyı dinleyin yeaa harika" demeyeceğim. Kişisel müzik zevklerimi kimseyle paylaşmayı sevmem. Ayrıca bir o kadar da paylaşmışımdır. Zaten sevmediğimiz şeyleri yaparak hayatta kalıyoruz. Ev arkadaşımın çok güzel bir sözü var; "Hadi Hamburger yapalım!"

Sizi yani yazılarımı okuyan kişileri etkilemek için bir çok yola başvurabileceğim aklıma geldi bugün. Mesela daha imlakeş yazabilirim. İmlakeş ne demek diye soran olursa da, imla kurallarına daha fazla dikkat etmekten bahsettiğimi anlatıp ikinci tura kalmanın hesaplarını yapayım bari. Size çok güzel espriler de yapabilirim. Ama inanın artık çok yorgunum. Bu hayat beni bile yordu. Tabii ki her yazım böyle olmayacak. Bazen size çok sürpriz konular seçip anlatacağım. Yemek tarifi bile verebilirim. Bilemiyorum çok şaşırıp kendinizi öldürmenizden korkuyorum.Bu blogdaki ilk yazımı okuyan ilk kişinin en çok; "Blogun devamlılığı" konusundaki görüşlerime gülmesi de epeyce manidar.




Kişisel gelişim uzmanlığı tam bana göre aslında, böyle kendimde yapamadığım şeyleri insanlara empoze edip; "nasılda yakıştı" bakışımı atmak istiyorum. Tanımam gerekiyorsa kendimi tanıyayım ama önce bir ayna lazım misali. Mesela yazıyı yazarken sizi çok sinir edecek resim bölümü için kullanacağım resmi hala daha indiremedim. Bu bende üzüntü yaratıyor. Benim yazdığım hikayelerde var. Çok yerinde hikayeler hem de. Belki paylaşırım buradan. Bazen hayal ediyorum binlerce okuyucu olan bi kitle yaratırsam neler neler paylaşırdım. Buralardan kız düşüyor mu muhabbetine hiç girmeyeceğim. Playlisti karışık yapmanın esas amacı da bu değil mi zaten? Alakasız tarzlar arka arkaya geliyor şok etkisi yaratıyor. Kendinize sorun; "Güneş batarken, biz de batıyor muyuz?" diye. Bu soru size hiçbir fayda sağlamamakla birlikte bir takım vakit kaybı da yaratacak. Ne kadar da faydalı bir blog olduğumu daha önce defalarca belirtmiştim. Size en azından ne yapmamanız gerektiğini söylüyorum. Birazcık tebessümle tabi ki..

Mesela karşı cinsle asla samimi olmayın deseydim, burası LGBT platformuna dönerdi. Ama neden bilmiyorum iki cins içinde geçerli olarak bir yerlerini kaldırma gereksinimi duymayın. Duyarsanız sağır olursunuz.


Sincapları severim...

Sincapları cidden severim. Tavşan-Sincap-Kedi üçlüsü beni benden alıyor nedense. Şimdi akıllının biri der ki resimdekiler sincap değil. Zaten ben de sincapları resimlerden tanıyorum. Bu konuda bir iddaam yok ama umarım buna benzer bir şeydir. Eğer bir hayvan olsaydım bu üç temel hayvandan biri olmak isterdim ki, çok kaliteli bir yaşamın habercisidir bu kanımca. Kıskanmanızı anlayarak teşekkür ediyorum. 

Yazının konusu olmayınca bitirmemek için sebep de kalmıyor. Yarın konulu yazacağım ama bu erotik hikaye olmayacak ferreciler go out. Bence birikimlerimizi birbirimizle paylaşmak suç değil güzel bir şey. Zaten böyle bir şeyi savunmak da sadece benim yapacağım nitelikler. Siz siz olun asla yolu olmayan ormanlarda mutluluk olmadığı kanısına düşmeyin. 

"İnsanı sevmiyorum diyemem, ama doğayı daha fazla." -Lord Byron


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...

oturmaktan sıkılmadım

merhaba arkadaşlar ben yıllarca atölyede çalıştığı yerde artık masa başı çalışan genç.  nasılsınız bakalım. valla ben gayet iyiyim. bu yazıyı yazarken de mesai saatleri içindeyim. siz düşünün. her yaz olduğu gibi aynı yere geldim çalışmaya ve inanılmaz şeylere tanık oluyorum. ilk gün yalova'ya koca koca direkleri indirmeye gönderdiklerinde , bu senenin de amelelik dolu olacağını düşünürken, kendimi aniden teklifleri,siparişleri vb. işleri incelerken bilgisayar başında buldum. post modern anlayışa göre evrak işlerini yapıyorum. ne kadar mutlu olduğumu tartışmaya açık bırakmakla birlikte. böyle bir yerde bu kadar yükselmeyi beklemiyordum. yaşasın cv doldu. onun dışında chp'nin adalet yürüyüşüne şahit oldum dükkanda dururken ve eve gittiğimde daha da şaşırdım. adamlar kampı, türkiye'nin en yobaz en dindar mahallelerinden birisi olan benim mahalleye kurmuşlar. mahalle bir gecede evrim geçirdi herkes laikleşti diyebilirim. ancak terk ettiklerinde yine eski düzene geri dön...