Ana içeriğe atla

Kanıtlayabildiğim tek şey yalnızlığımdı...

Hayatta herkes bir şeyleri kaybeder. Her şekilde,her ölçüde. Cebimizde sandığımız şeyleri bile kayıp eşya dolabında bulabiliriz. Düştüğüm her yanılgıda, her aşağılanmada, kendimi tek avuttuğum şey vardı; "zaten elimde bir şeyin kalmaması."

Sevmek, sevilmek, sevdirmek... Teoride çok kolay şeyler değil mi?

Elimde bir şey yok derken biraz fazla acındırıyorum aslında kendimi. İlla ki silkelesen benden de üç beş bir şey düşer. Mesela aşk düşmez, aile düşmez, sevgi düşemez, mutluluk mu? düşmesi kendisine saygısızlık olur. Ama dostluklar düşebilir belki, değer, dolaylı dürüstlük, manevi saygı... Övünülecek şeyleri mi sabaha kadar sayabileceğim için burada bir nokta koyma gereği duydum.

Hayatımda girdiğim en kalabalık ortama girdim geçtiğimiz günlerde, ancak ne bende, ne de başkalarında "ben" ile alakalı bir sıcaklık olmadı. İlerleyen günler de bunu takip etti. İlla ki 2-3 arkadaş edindim ki çok değerli insanlardan bahsediyorum. Hedefim de 50-60 kişinin gözdesi olmak da değil. Sadece kalabalıklar gülerken benim orada fazlalık olma hissimden bahsediyorum. Kalabalığı sevmem, kendimi de sevdiremem...

İlgi manyağı olma özelliğim peşimi bırakmıyor...

Aslında yazacak çok çok şey var. Yazamadığım dönemde bilgisayarım yoktu blog. Yani ilk kez unuttuğumdan  değil, kaynaksızlıktan bir şeyi yarım bıraktım. Hatta şu an telefonla bunları yazmaya çalışıyorum. Önümde vizeydi falandı derken pek vakit kalmicak. Zaten burayı kimse de okumuyor ondan sebep pek de kaşımak istemiyorum ortalığı. Bundan yıllar sonra bunları okuyup değerlendirme yapacağım bak o güzel iş işte.

Gelecekteki ben; "şu an içinde bulunduğun durum çok saçma, hiç bir şey istemiyorsun, kendini önemsiz hissediyorsun. bak hala aynı isen hiç zorlamayalım sen o dediğin şeyi yap herkes rahat etsin."

Viral mesajımı da bundan 5 yıl sonrasına gönderdim.

İnsanları an-la-mı-yor-um cidden bu hayat beni çok yoruyor. Bazen en yakın dediğin kişi bir gün geliyor en uzak oluyor, ertesi gün bir daha yakın oluyor. Böyle paradokslar beni yoruyor yapma etme güzel insan. Isabel ne demişti zamanında; "We can be heroes, just for one day." Bunu tabi ki David Bowie söylemişti bilenler bilir adam iyi adamdı. Delikanlı adamdı, ortamlarda şarkısını yazar giderdi, Prince gibi herkese söyleyecek bir laramazdı. Şimdi o güzel insanlar elvisle okey çeviriyorlar.

Bu yazı baya güzel oldu ya bitiresim de gelmedi görüyor musun. O zaman gelelim "modernizm,evrensellik ve birey" konusuna. Ki nu başlığa sahip kitap aldım okulumun yeraltındaki kütüphanesinden. Özetle kaostan kaos yarattım. Sanki hayatta harika ilerliyor gibi yeni şeyler peşine düştüm. İyi bir şey mi? Kesinlikle iyi! Siz benden haz etmeyin ben rahatım.

Sevgiler

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim

bedelini ödedim

 işte yine been işte yine bir yazı..... mer mer mer merhaba... uzun süredir uyumak için kıvrandığım sırada, bir türlü uyuyamamam üzerine kafamdan geçenlerin artık bir şekilde buraya dökülmesi gerektiğine karar verdim. yataktan kalkmadan önce kafamın içinde milyonlarca ışık yılı misali dönen şeylerin hepsi buray aktarılacak mı bu da ayrı bir merak konusu. ama beni biraz tanıyorsanız bunun olmayacağını biliyorsunuzdur.  dostlar... çok yoruldum ya gerçekten bak acayip yoruldum. üstelik bu yorgunluk boş oturmaktan geliyor. hatalar silsilesi öyle bir noktaya getirdi ki hayatımı. hani ufak ufak umutlar tükenir ya o noktaya gelmek üzereyim. bu kadar potansiyelli bir insan nasıl olur da hiçbir şey başaramaz aklım almıyor. elimi neye atsam kuruyor mantığı oluşmaya başladı. bilemiyorum daha ne kadar dayanacağımıı ama ne yüzümde o eski gülüş kaldı ne o heyecan. uyku bile uyuyamuyorum artık. asla rahat değilim vs. vs. uzar gider. buraya sadece neden kötü durumda olduğumu yazsam paragraflar ile dan

yemek tarifi evreni /// 1 /// sigara böreği

En içten sevgilerimle herkese merhabalar. İlk kez bir yemek tarifi vereceğim bu blogta.. Beklentileriniz çok olmasın tabi, hayal kırıklığı yaşayacaklar bb. Eğer siz de öğrenci evinde kalıyorsanız ve hazır yemek sizi bunaltıyorsa çok kolay bir yemek tarifi vereceğim. Sigara Böreği !! Uzaktan kolay gözükse de, cidden kolay bi yemek türü. Öğrenciler ve yemek öğrenmek isteyen çılgınlar hazır mısınız ? Malzemeler : -Üçgen veya normal yufka. (BİM adlı mekandan üçgen yufka alırsanız uğraşmazsınız..) -Sucuk -Kaşar -Sıvı yağ -Tava -Ateş Sucuklu ve kaşarlı yapıyorum ben genelde, sizde yapın bence maliyeti 15 lira falan malzemelerin. 5 kişi doyduk gerisini siz hesap edin Malzemeler beyle BİM'den alınma.. Poşetten çıkarılmış halleri.. beyle beyle doğruyoruz.. beyle beyle sarıyoruz  böyle böyle de kıvırıyoruz sara sara en sonunda sigara gibi oluyor tavaya yağ döküp böyle atıyoruz alt tarafı bu hale gelince çeviriyoruz,