Ana içeriğe atla

Gerçi benim boşluğum da geçerli sebepti.

Yağmur her yağdığında, bakarım yola..

Herkesin bir boşluğu var. Doldurmak istediği, doldurmak için çaba sarf ettiği, doldurmak için varını yoğunu ortaya koyduğu..

Boşluklardan, boşluk yaratırız en fazla şarkıda dediği gibi...

Bir hastanede kadavrayım hiç ölmedim.
Bir dünya varsa ve ben orada yoksam ben neredeyim?

Geriye bakınca insan hep istemediğini hatırlar, kendi çapında ders çıkarmaya çalışır. Ama biz o dersleri o zaman veremedik kabul et. Kimse bize yardım etmedi, kimse bize bunların kolaylığı hakkında fikir vermedi. Kimsenin aşamadığı bir şeyi biz nasıl aşacaktık. Ümitsizliğe kapılmaya gerek yok, şu ana kadar bastığımız ziller sadece o kapıyı açtırmadı, ev hala duruyor..

Ben sevmeyi bir türlü sevemiyorum. Benim boşluğum da bu sanırım. Şu an çok üzülüyorum neden biliyor musun? Belki son saniyede atağa kalkıcam ama ayağım takılacak, fark daha da açılacak. Sen bana şunu söyle en önce; beni sevmen için ne yapabilirim? Post-modern şekilde sana iltifat mı edeyim? Boşversene bunlar kitlesel cehalet itemleri. Ben sana bana bakınca mutlu olmanı istiyorum. Yoksa güzel söz yazmak kolay.

Sanki burayı okuyormuşsun gibi yazdım değil mi? Sanki karşımdasın, hayattaki tüm işini gücünü bıraktın beni dinliyorsun. Seni şimdilik serbest bırakıyorum git..

Bir boşluğa, gel seni doldurayım imajında yaklaşamazsın.

Havalar inanılmaz soğudu.. Bu beni kahrediyor..

İnsan, kendiyle barışık olmalı zırvalığını bir köşeye bırakalım da, şunu altı çizili olarak gerekli makamlara iletelim; insan kendine ihanet etmemeli.

Ben kendi karakterimi çok seviyorum bilmiyorum siz ne alemdesiniz ama kendime ihanet etmem beni çok üzerdi. Belki boşluğum bana bunu öğütler ama bende o zaman onu çok güzel şekilde doldururum.

Şimdi masanın ayakları öyle sabit durmuyor, heyecan değil, destek lazım. Örtü işini sonra düşünürüz..

Size ne düşündüğümü söylemek isterdim ama zaten tahmin etmişsinizdir.

Sevgiler

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...

oturmaktan sıkılmadım

merhaba arkadaşlar ben yıllarca atölyede çalıştığı yerde artık masa başı çalışan genç.  nasılsınız bakalım. valla ben gayet iyiyim. bu yazıyı yazarken de mesai saatleri içindeyim. siz düşünün. her yaz olduğu gibi aynı yere geldim çalışmaya ve inanılmaz şeylere tanık oluyorum. ilk gün yalova'ya koca koca direkleri indirmeye gönderdiklerinde , bu senenin de amelelik dolu olacağını düşünürken, kendimi aniden teklifleri,siparişleri vb. işleri incelerken bilgisayar başında buldum. post modern anlayışa göre evrak işlerini yapıyorum. ne kadar mutlu olduğumu tartışmaya açık bırakmakla birlikte. böyle bir yerde bu kadar yükselmeyi beklemiyordum. yaşasın cv doldu. onun dışında chp'nin adalet yürüyüşüne şahit oldum dükkanda dururken ve eve gittiğimde daha da şaşırdım. adamlar kampı, türkiye'nin en yobaz en dindar mahallelerinden birisi olan benim mahalleye kurmuşlar. mahalle bir gecede evrim geçirdi herkes laikleşti diyebilirim. ancak terk ettiklerinde yine eski düzene geri dön...