Ana içeriğe atla

Kederli miyim yoksa uykusuz mu?

Merhaba arkadaşlar, ben girişi ufak, alt katı kocaman olan bir marketin, 432 kilo ama makyajı çok yapan güvenlik görevlisinin eski kocasıyım.

Umarım keyifler yerindedir. Benim moralim çok bozuldu. Arkadaşlarım tarafından yine ihanete uğradım
 Beni güvenilmez ve boş beleş buluyorlar. Onlara verdiğim değeri hayata verseydim şu an çok üst seviye bir yerde olabilirdim
 Ancak insanlar normal şartlarda anı ve kendisini düşündüğü için bunun bir önemi yok. Kendi kuruntularım diyip geçelim. Zaten kararımı verdim. Hiç bir insana gereğinden fazla güvenip, sevgi göstermeyeceğim. Sonra kötüye sarıyor. Yaşadığım haksızlıklar, Meet Me Halfway klibinde astronot kıyafeti giyen elemanla aynı durumda.

Açıkçası uyuyamadım ve başım feci ağrıyor. Yarın okul başlayacak ve hiç gitmek istemiyorum. Kesinlikle kendimi yararsız ve önemsiz bulduğum bir andayım. Kendi kişisel hazinemi her akşam saysaydım bunlar başıma gelmezdi. Me and Earl and Dying Girl filmindeki zenci elemanın tutarsız hayatından kesitleri yaşıyorum. Yeni tarzımı beğendim bu arada. Artık yazılarım daha çok hoşuma gidiyor. Başım cideen çok ağrıyor ya, yine tehlikeli günler beni bekliyor.

Vizelerden alabilecek en kötü notları aldığım için de, kendimi kötü hissediyorum. Tabi ki bu sevdiğin insanların seni basitleştirmesi kadar ağır değil ama yıkıcı bir etkisi var. Sanki bu sahnede kocaman bir buldozer üstümden geçiyor.

Babamın bana destek olmaması ve abimin de cebindeki para belli olduğundan parasız günler geçiriyorum. Mesela aldığım kararlar arasında sigarayı bırakmak var. Bu kararı param olmadığı için aldım. Abim bana misafirliğe geldi. Öyle adamın eline bakıyoruz napalım. Para cidden dünyanın en rahatsız edici mikrobu. Hayatımda abimden başka bana gerekli önemi veren birisi yok, olmayacak da. Abimin de yaşadığı hayat malum. Büyük ihtimalle hayatımın sonu bir köşede yalnız başıma olacak. Zaten babamı baba olarak göremiyorum yaptıgı son hezimetler yüzünden. Keşke mucize cidden kolay olan bir şey olsa da bu mutsuzluğum sona erse. Kendimden hiç bir beklentimin kalmadığı zamanlardayız. Belki de baş ağrısı böyle olmasını istiyor.

Kendinizi Johnny Deep'in 16 yaşındaki haliniz gibi hissedin biraz da

Sevgiler

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...

oturmaktan sıkılmadım

merhaba arkadaşlar ben yıllarca atölyede çalıştığı yerde artık masa başı çalışan genç.  nasılsınız bakalım. valla ben gayet iyiyim. bu yazıyı yazarken de mesai saatleri içindeyim. siz düşünün. her yaz olduğu gibi aynı yere geldim çalışmaya ve inanılmaz şeylere tanık oluyorum. ilk gün yalova'ya koca koca direkleri indirmeye gönderdiklerinde , bu senenin de amelelik dolu olacağını düşünürken, kendimi aniden teklifleri,siparişleri vb. işleri incelerken bilgisayar başında buldum. post modern anlayışa göre evrak işlerini yapıyorum. ne kadar mutlu olduğumu tartışmaya açık bırakmakla birlikte. böyle bir yerde bu kadar yükselmeyi beklemiyordum. yaşasın cv doldu. onun dışında chp'nin adalet yürüyüşüne şahit oldum dükkanda dururken ve eve gittiğimde daha da şaşırdım. adamlar kampı, türkiye'nin en yobaz en dindar mahallelerinden birisi olan benim mahalleye kurmuşlar. mahalle bir gecede evrim geçirdi herkes laikleşti diyebilirim. ancak terk ettiklerinde yine eski düzene geri dön...