Ana içeriğe atla

YENİ YIL, YENİ HAYALLER, YENİ HEZİMETLER VE DEĞİŞMEYEN BEN

Hoşçakal 2016...

Benim için 365 gün hiç bir şey ifade etmez. 365 tane pişmanlık gibi. 365 tane yıkım gibi.

Peki bu sene neler oldu hayatımda?

Üniversiteye alıştım. Kilolarım çoğaldı. Kendimi daha çok sevdim. Yeni insanlar tanıdım. Yeni insanlardan nefret ettim. Sevdim...

Ne kadar da basit ve doğal geliyor değil mi? Sevdim ben bu sene. Hiç beklemediğim bir anda, hiç beklemediğim şekilde sevdim. En son bir Nisan ayında yaşadığım hisleri yaşadım. En son ilk kez buluştuğumda kalbimi titren kızdan sonra yaşadım. Onu unutamam sandım. Bir şekilde karşıma çkltı sonra.

Sahi en son lisedeydim kalbim en son titrediğinde... Sadece bir kez karşıma çıktı ve ben kafaya koymuştum. Sonrası ne mi oldu? Tabii ki hezimet.

Sonra işte, bir üniversite sınıfında karşıma çıktı. Belki aynı bakış değildi, belki aynı gülüş değildi. Belki aynı kişi de değildi. Sevmiştim ama, ilk görüşte veya ikinci görüşte. Sevmiştim ben...

Karşısına çıkıp konuşamayacak kadar sevmiştim. Onun yanında dilimi yutacak kadar sevmiştim. Sanki o benim can simidimdi. Sanki o benim son hamlemdi. Olmadı ama, hem de hiç olmadı. Bir saniye bile olmadı. Ne ben ona sevgi sözcükleri söyledim ne de o bana bakıp gülümsedi. Olmayınca olmuyor. Yine seviyorum çok seviyorum. Şu an benim olması imkansız olsa da seviyorum. Kenarda oturup bekleyerek seviyorum. Onu tanımadan seviyorum.

Belki bir gün diyorum ama o gün ne kadar uzakta biliyorum. Yakın olsaydı daha mı çok severdim bilmiyorum.

Sanki benim için ölümcül hastalığın ameliyatı, sanki benim için şeker hastasına girmiş bünyeye insülindi. Olmadı ama..

Benim başıma gelen olay buydu 2016 da.

2015 de annemi kaybettiğim. 2016 da sevdiğimi kaybettim. İki kayıp arasında dünyalar kadar önem ve olay farkı var. Ama sonuç değişmiyor. Ben kaybettim. Yine kaybedeceğim..

Ne şansım yerine geldi, ne hayatım. Ben kendi çölümde kayboldum.

Yeni yıl bana hiç bir şey getirmesin. Hatta uzaklara götürsün. Çünkü bu kadar hüzün benim için iyi değil.

Asla sevmekten vazgeçmeyeceğim demek isterdim. Lakin biri çıkar ve ben aynı şeyleri yaşarım. Onu kaybettiğim her gün sevgim de kayboluyor çünkü. Bir gün tamamen kaybolacak tek tesellim bu.

İyi seneler

Sevgiler

Yorumlar

  1. Ben sana unutursun demedim mi? Biraz gözünü aç bitecek çok yakında

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...

oturmaktan sıkılmadım

merhaba arkadaşlar ben yıllarca atölyede çalıştığı yerde artık masa başı çalışan genç.  nasılsınız bakalım. valla ben gayet iyiyim. bu yazıyı yazarken de mesai saatleri içindeyim. siz düşünün. her yaz olduğu gibi aynı yere geldim çalışmaya ve inanılmaz şeylere tanık oluyorum. ilk gün yalova'ya koca koca direkleri indirmeye gönderdiklerinde , bu senenin de amelelik dolu olacağını düşünürken, kendimi aniden teklifleri,siparişleri vb. işleri incelerken bilgisayar başında buldum. post modern anlayışa göre evrak işlerini yapıyorum. ne kadar mutlu olduğumu tartışmaya açık bırakmakla birlikte. böyle bir yerde bu kadar yükselmeyi beklemiyordum. yaşasın cv doldu. onun dışında chp'nin adalet yürüyüşüne şahit oldum dükkanda dururken ve eve gittiğimde daha da şaşırdım. adamlar kampı, türkiye'nin en yobaz en dindar mahallelerinden birisi olan benim mahalleye kurmuşlar. mahalle bir gecede evrim geçirdi herkes laikleşti diyebilirim. ancak terk ettiklerinde yine eski düzene geri dön...