Ana içeriğe atla

geldiğim yer yeterli değil

kısa uykularımdan birisinde, geçmişe dair bir rüya gördüm. bahsi geçen kişi de bunu twit olarak dile getirmişti yıllar evvel. benim geçmişimde çok kötülük yaptığım ve bugün o sebepten kendisini aşırı derecede ileriye taşıyarak bir şeyler başarmış birisi var. aslında insanlar geçmişte yaptıklarını unutamazlar. ben yaptıklarımla birlikte, aslında yapamadıklarımı da unutamıyorum. tüm bu olgunluğa geçiş evresi, bazen hayattan sıkılmak, bazen düşmek, bazen yok olmak.. bazen de insanların hakkını yemek. mesela birisinin zevklerini aşağılamak. 

yıllar önce, hayatımda birisi vardı. müzik zevkini, izlediği şeyleri aşağılıyordum. hatta kopma nedeni olarak; "sen bana göre alt seviye bir insansın, değiştir şu zevklerini" gibisinden bir şey demiştim. hatta onun da ötesinde bunu bir başkası yapmıştı. bir insanı bu kadar aşağılamak büyük bir şey sanırım. 

en çok üzüldüğüm şeylerden birisi de bu olabilir. farklı bir hayata başladığımdan beri, kendimi hep ezik, yalnız, izole, yetersiz gördüm topluma karşı. belki benim zevklerimin farklı olmasndan kaynaklanabilir, belki benim eski ihtişamımı kaybetmemden kaynaklanabilir. hayatımda yakın paylaşımda bulunduğum hiç bir insanın şu an benden haz etmemesinin bir sebebi vardır. bu kadar insan aynı yanlış düşünceye kapılacak değil. mesela her şeyin en başındaki kişinin, en başlarda sadece olsun diye yaklaştığım duruma, ardından tamamen gönül eğlendirme evresine geçmesi. ve ben istediğimi alamadığım zamanlarda, genelde hakarete veya aşağılamaya gitmemim üzüntüsü...

onu tercih ettiğim kişinin, ondan metrelerce alçak bir karaktere sahip olması da cabası. bilmiyorum hatalı mıydım yoksa öyle mi sandım. ama bugünlerde ilk baştaki ışığın, taaa yıllar evvel sevdiği şeylere ilgi duymaya başlayınca için cız etti. aslında rüyamda görmesem hatırlayacağım yoktu. fark ettim ki, benim zevklerim onun o zamanki zevklerine kaymaya başlamış. kim bilir belki bugün o, bunu nereye taşıdı. hayat işte...

ama şu biraz teselli ediyor. benim büyük çöküşüm onun yükselişiyle doğru orantılı oldu. bunu kendisi de dile getirmişti. zamanı geri alma kabiliyetim olsa idi, değiştirmek istediğim üç şeyden birisi o ayrılığın nedeni olabilirdi.

evet blog. bugün biraz mutsuz uyandım. zaten başka bir şey umrumda değil. önemli olan insanların kalplerini kırmamak. kim ne yaşıyorsa yaşasın. belki yeniden yükselişe geçersem unutamayacağım olay bu olacak. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...

oturmaktan sıkılmadım

merhaba arkadaşlar ben yıllarca atölyede çalıştığı yerde artık masa başı çalışan genç.  nasılsınız bakalım. valla ben gayet iyiyim. bu yazıyı yazarken de mesai saatleri içindeyim. siz düşünün. her yaz olduğu gibi aynı yere geldim çalışmaya ve inanılmaz şeylere tanık oluyorum. ilk gün yalova'ya koca koca direkleri indirmeye gönderdiklerinde , bu senenin de amelelik dolu olacağını düşünürken, kendimi aniden teklifleri,siparişleri vb. işleri incelerken bilgisayar başında buldum. post modern anlayışa göre evrak işlerini yapıyorum. ne kadar mutlu olduğumu tartışmaya açık bırakmakla birlikte. böyle bir yerde bu kadar yükselmeyi beklemiyordum. yaşasın cv doldu. onun dışında chp'nin adalet yürüyüşüne şahit oldum dükkanda dururken ve eve gittiğimde daha da şaşırdım. adamlar kampı, türkiye'nin en yobaz en dindar mahallelerinden birisi olan benim mahalleye kurmuşlar. mahalle bir gecede evrim geçirdi herkes laikleşti diyebilirim. ancak terk ettiklerinde yine eski düzene geri dön...