Ana içeriğe atla

Felecia 5.Bölüm

Kapkaranlık, hiçbir ışık olmayan bir buhran vardı. Tek bir sinyal bile alamıyordu. İçinde bulunduğu şeyin dahi ne olduğunu bilmediği ortadaydı. Neyin içindeydi böyle? Adımlarını attıkça ufak bir ışık süzmesi oluşmaya başladı. Gitgide büyüyordu. Her adım sanki büyütüyordu o ışık süzmesini. Bu bir yaklaşmaydı.

 Tüm hayal kırıklıklarını, üzüntülerini şu an cebinde hissetmeden sadece amaçsızca bir şeye yaklaşma. Nefes alışverişlerinin sıklığı ona tedirginlik yaratmaya devam etti. Gitgide büyüyordu. En son ne zaman bu kadar hafiflemişti? Yaklaştıkça kendi ağırlığını da kaybetmeye başladı. Hoşça kal dünya, ona yaşattığın her şeyi al ve git. Gitgide büyüyordu…

Ardından o ışık süzmesinin içindeydi. O bakışlar, o ilk bakışlar. Sanki senelerce kullanmak zorunda kalacağın bir ürününün açılmamış hali gibiydi. Nefes alışverişleri gitgide sıklaşıyordu. Bu aşkın başka bir tanımı mıydı? Kesinlikle değildi. Bu bir kurtuluş ümidiydi.

Tüm acılarına, hayal kırıklığına gelecek şey idi. Sıkıca tuttu o elleri Felecia, bırakmazsa sonsuz derinlikte kuyudan bir ip yardımıyla çıkacaktı…

Aniden açtı gözlerini Felecia. Gecenin en ortası olabilirdi gözlerini açtığı saat. Benzer şekilde bir karanlık vardı. Ancak ışık süzmesi yoktu. Sanılanın aksine, nefes alışverişleri de normaldi. Neydi bu kurtuluş ihtimali. Düşünmek zorundaydı Felecia, böylesine uyanmak onun işi değildi. Her şeyi hızlıca düşünmeye başladı. Kafasının içinden çok da dolu olmayan hayatını baştan aşağı geçirmek kolay işti. Bir yerde tökezledi, bir kez daha tökezledi, ardından bir kez daha. Tökezlediği yerlerin ortak özellikleri açıktı. O bakışmalar…

Aradığı kurtuluş ümidi kesinlikle buydu. Dilsiz adam kendisine büyük bir kapı açacaktı. Bunu nasıl akıl edememişti Felecia. Eğer o adam onu kaçırırsa veya evlenirlerse o zaman bu evden de bu hayattan da kurtulabilirdi. Yoksa kurtulamaz mıydı? Adam kötü biri olabilirdi. O bakışmaların içine inmek lazımdı. Bir kez daha bakmalı, o adamın kendisini kurtarıp kurtarmayacağını düşünmesi lazımdı. Eğer hissederse, bu çok kolay olabilirdi. Bir erkeği etkilemekten kolay ne vardı. Felecia bunları düşünerek tekrar uyuyakaldı.

Sabah uyandığında,  gün nedense bir başka güzel gelmişti. Böylesine umut dolu uyandığı başka günlerde olmuştu. Yoksa olmamış mıydı? Felecia’nın geçmişi çok da tahmin edilebilir değildi. En sevdiği elbisesini giymelik bir gündü bu. Yoksa başa çıkılması pek kolay olmayabilirdi. Erkeği etkilemek ve buradan kurtulmak. İlk bakışta görev listesi ne kadar pozitif gelse de. Bundan önce emin olması gereken başka şeyler vardı.

Bugüne bir ad verilseydi, kesinlikle “umut bayramı” olmalıydı. Felecia’nın cıpcılız kalan umutlarını körleyen bir gündü çünkü.

Saliselerle dans eden saniyeler, onlara ayak uydurmaya çalışan dakikalar ve ağır ağır ilerleyen saatler. Hepsi iş birliği içinde Felecia’yı her şeyin bitimine götürmeliydiler. Felecia o kadar çok bekledi ki, tünel kazsa bundan daha hızlı vakit geçebilirdi. Bunu da düşünülecekler listesine ekleyen Felecia için hayatın kendisini ne denli kökünden sökeceğini görmek için artık vakit yaklaşıyordu.

Yorumlar

  1. Bu ne ya kendini yazar mı zannediyorsun saçma sapan geçmiş zaman kipleri... Yazmayı bilmiyorsan yazma

    YanıtlaSil
  2. Yazı atmamı pusuda bekleyen sen. Eleştiren yine sen :DDD

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Midem bulandıkca buraya bakıyorum, daha iğrenç şeyler görünce kendime geliyorum sağol sen de olmasan :)

      Sil
    2. Midenin bu kadar sık bulanması iyi bir şey değil bence bir doktora görün :) Bu kadar sık uğraman bu siteye iyi şeylerin habercisi değil gibi duruyor :))) E tabii ki rica ederim

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

connected2.me rehberi

Merhaba arkadaşlar bugün günlük hayatta işinize çok yarayacak bir rehber ile karşınızdayım. Yalnız mısınız? Sosyal hayatınızda herhangi bir kadını veya erkeği etkileyebilecek yetenekte olduğunuzu düşünmüyor musunuz? Umutsuzluğunuz sizi intihara götürürken son bir durak arayışında mısınız? Neyse ki connected2.me var. Anonim olarak kadınları veya erkekleri kendinize bağlayıp onlarla bir gelecek kurabi.... Tabii ki palavradan ibaret. Bu uygulama kesinlikle ölüm. Kesinlikle psikoloji bozan bir şey. Neyse ki ben size bugün muazzam bir rehber hazırladım. Öncelikle kullanıcı tiplerine şöyle bir göz gezdirelim. -link isteyenler Uygulamanın yüzde doksanlık kısmını oluşturur. Bakmayın öyle anonim falan gözüktüğüne, eğer çirkinseniz herhangi biriyle konuşamazsınız. Özellikle kadın kısmının "bio" adını verdiğimiz açıklama kısımlarında genelde şunlar yer alır; "linksiz gelme." "link atmayana cevap vermiyorum." "linkle veya sesle gel." "kim...

Değişim, değiştirmenin anahtarı mıydı yoksa öyle mi sandım.

Yorgunluğumdan değil, tembelliğimden. Bu kadar sıkıcı, bu kadar moron, bu kadar banel... bir insan davranışından değil kendi hayatımdan bahsediyorum. Sanki az gişe yapmış o güzel filmde yanrollerdeyim (kaan abime selam olsun bi gün ünlü olursan telif öderim). Ne istediğimi bilmedim, ne istemediğimi bildiğim kadar. Kendi hayatımı, karakterimi, yaşamımı sürekli ezip durmak bana da bir şey katmıyor merak etme.. Bir bardak kaynar suyu elim yanmadan pilava dökmek gibi değil yaşamak, aslında benim için sıralarsak bu hayat baya zor.. Mesela bembeyaz bir halı almalı insan, yıllarca kullanmalı.. Sonra da her izin, ne zaman çıktığını hatırlayacağı bir gün olmalı. Belki anıları katlayıp cebimize koyamayız ama en ufak sinyal bile sizi geçmişe götürebilir. Mesela aklıma ne zaman tıp gelse, annemle yaşadığım dişçi maceram gelir. Aslında çok öncesi değil 3-4 yıl ama annem yanımda yok artık. Annemi arayamıyorum. Aslında biliyor musun bazen annemi aramayı çok istiyorum, nasılsın demeyi kendimi ...

oturmaktan sıkılmadım

merhaba arkadaşlar ben yıllarca atölyede çalıştığı yerde artık masa başı çalışan genç.  nasılsınız bakalım. valla ben gayet iyiyim. bu yazıyı yazarken de mesai saatleri içindeyim. siz düşünün. her yaz olduğu gibi aynı yere geldim çalışmaya ve inanılmaz şeylere tanık oluyorum. ilk gün yalova'ya koca koca direkleri indirmeye gönderdiklerinde , bu senenin de amelelik dolu olacağını düşünürken, kendimi aniden teklifleri,siparişleri vb. işleri incelerken bilgisayar başında buldum. post modern anlayışa göre evrak işlerini yapıyorum. ne kadar mutlu olduğumu tartışmaya açık bırakmakla birlikte. böyle bir yerde bu kadar yükselmeyi beklemiyordum. yaşasın cv doldu. onun dışında chp'nin adalet yürüyüşüne şahit oldum dükkanda dururken ve eve gittiğimde daha da şaşırdım. adamlar kampı, türkiye'nin en yobaz en dindar mahallelerinden birisi olan benim mahalleye kurmuşlar. mahalle bir gecede evrim geçirdi herkes laikleşti diyebilirim. ancak terk ettiklerinde yine eski düzene geri dön...